Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Yürürken etrafınızdaki binalara, evlere baktınız mı hiç hayatınızın bir döneminde, bilmiyorum; hangi bina çatlamış, hangi ev yıkılacak diye düşündünüz mü günlerce, aylarca, hatta yıllarca? Ya da sürekli sallandığınızı düşündünüz mü? Herhangi bir tıkırtının ‘deprem mi oluyor?’ diyerek içinize sordurduğu sonsuz ardıllı soruları duydunuz mu?
Buna ‘travma sonrası stres’ mi diyor psikiyatri? Çok yakın bir akrabasını kaybedenlerin de yaşadığı ve uzun süre etkisi altında kaldığı travma gibi mi bu travma? Ya da başka herhangi bir ağır darbe yiyen herkes o anda travma mı yaşıyor?
Birdenbire düşündüğünüz şeylerin birbiriyle ilgisiz gibi görünen her şeye ulaşan kolları nasıl da belirginleşiyor, bir bilseniz. O gündelik hayatın akışında hiç önemsemediğiniz her şey nasıl da önemli hale geliyor bir yaşasanız… Kilitleniyor düşünceleriniz ve sonsuz bir döngüye giriyorsunuz.
Ama hiçbiri ölüme benzemez, hiçbiri ölüm düşüncesinin zihninizi kuşattığı anda ürettiği travmanın şiddetine ulaşamaz. Çünkü ölüm benzersizdir. Çünkü ölüm, sonrasında stres oluşturacak bir şey değildir, çünkü ölmüşsünüzdür ve stres dünyaya ait bir şeydir. Psikiyatri ölüme ne diyor, hiç sordunuz mu? Ölüm sonrası stres diyorlar mı hiç? Yoksa ölüm bir travma değil mi?
Hiç öldüğünüzü düşündünüz mü? Ya da bir gün kesinlikle öleceğinizi?
“Birdenbire düşündüğünüz şeylerin birbiriyle ilgisiz gibi görünen her şeye ulaşan kolları nasıl da belirginleşiyor, bir bilseniz. O gündelik hayatın akışında hiç önemsemediğiniz her şey nasıl da önemli hale geliyor bir yaşasanız… Kilitleniyor düşünceleriniz ve sonsuz bir döngüye giriyorsunuz.”
Demiştim ya; travma buysa, ölümün size hatırlattığı da bununla aynıysa, ölüm neden ‘travma değil’ olsun ki? ‘Travma sonrası stres’ dediğiniz şey, öldükten sonra cehennemlik olma korkusu değil mi yani?
Yaşadığınız ve sizi öldürmeyen travmanın sonrasında yaşattığı stres size hatırladığınız ve bildiğiniz birbiriyle ilişkili her şeyi hatırlatıyor, ama oysa ölüm sonrası hatırlamadığınız ve ucu size bağlı olan her şeyi içeriyor. Evet her şeyi… ve siz ayrıntıları unutsanız da ana hatlarıyla her şeyi hatırladığınızı da biliyorsunuz. Korkuyorsunuz çünkü stres ondan doğuyor, korkuyorsunuz çünkü biliyorsunuz ölüm sonrası stresin kaynağı cehennemlik olma korkusu ve size ölüm, işlediğinizi çok iyi bildiğiniz günahları hatırlatıyor.
Ölüm bir travma ise, ölüm sonrası stres de tıpkı deprem gibi ya da tıpkı diğer korkutucu doğa olayları, afetler gibi sizi korkutuyorsa eviniz sağlam değil demektir. Malzemeden çalan müteahhitten bir farkınız yoktur o anda; binlerce müteahhit, mimar ve mühendis geceler boyu korkuyla yaşadılar depremde, çoğu ölmekten değil, ama hepsi acaba yaptığım evler yıkılacak mı, hapse girecek miyim diye korkuyordu…
Binasını sağlam yapanlar ama… hayır, onlar korkmuyordu; travma sonrası stres yaşayanlara da büyük bir özgüvenle moral veriyorlardı; “Yaptığım bina sağlam, bir ay statik hesapları için kafa patlattım, sekiz şiddetinde depreme dayanır.”
Sizin ruhunuz diyorum, ölüm sonrasını düşündüğünüzde kaç şiddetindeki strese dayanır?
Benim mi?
Bilmiyorum; en az sizin kadar bilmiyorum… ben de deprem yaşadım, yakınlarım öldüler, ölme sırası bana geldi, travmalar dolusu özgeçmişim var; ama stres?
Stres nedir bilmiyorum, Allah’tan daha büyük bir sığınak var mı Psikiyatri?
Cevap
verir misin?
***
Bir de herkes şu soruya cevap verebilir mi?
Gazze'de Siyonist-Satanist İsrail'in yaptığı soykırımı destekleyenler ve izleyenler için 'Soykırım Sonrası Stres' bir anlam ifade ediyor mu?
'Soykırım Sonrası Stres' mağdur Gazzeliler'i sonsuza dek etkileyecek, ancak 'Ölüm Sonrası Stres' soykırımcılar ve destekçileri için gerçekten kaçınılmaz olacak...
Mıra | Öznel Şeyler
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.