Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Gücenmemelisiniz, ‘Doğu Medeniyeti’nin sınırlarını ve çerçevesini bilmemenizden dolayı derin cehaletinize temas ettiğimiz için."
İnsan binlerce yıldır -ya da var olduğu günden bu yana- saldırı altında, peki saldıranlar kimler ve onların nedenleri ne?
Bu bir özgürlük ya da köleleştirme mücadelesi.
‘Batı Medeniyeti’ kendi aydınlatmasını insanlığa özgürlük diye pazarladığından beri insanlar, idealize edilmiş, ancak gerçekte çarpıtılmış bir ruha sahip olmaya çalışıyorlar; köleleştirildikçe özgürleştiklerini sanıyorlar.
Peki, ‘Doğu Medeniyeti’ neden saldırıyor insanlara?
Yoksa siz ‘Doğu Medeniyeti’nin insanlara saldırmadığını mı düşünüyorsunuz? Eğer öyle düşünüyorsanız Batı 'Medeniyet' olarak var olmadan önce insanlar kimin saldırılarına maruz kalarak köleleştiriliyorlardı?
Doğru; ‘Batı Medeniyeti’ sınırları, çerçevesi, ideal insan tipi belli olan bir medeniyet, ama ‘Doğu Medeniyeti’ öyle değil; hangi medeniyeti ‘Doğu Medeniyeti’ olarak tanımlayacaksınız, kafanız karışabilir, bu konuda haklısınız, ama bilmelisiniz ki sadece sınırlı bir çerçevede, çok kısıtlı bir bilgi yükü ile bunu böyle algılayabildiğiniz için, zihninizi donattığınız derin cehalet dolayısıyla size ‘haklısınız’ diyebiliriz.
Gücenmemelisiniz, ‘Doğu Medeniyeti’nin sınırlarını ve çerçevesini bilmemenizden dolayı derin cehaletinize temas ettiğimiz için.
Bilmelisiniz artık; ‘Doğu Medeniyeti’ de ‘Batı Medeniyeti’ gibi sınırları ve çerçevesi belli, ancak ‘Batı Medeniyeti’nden biraz daha uzun boylu ve daha şişman olan bir saldırgan. ‘Doğu Medeniyeti’ne yönelik sınırlamalara karşı çıkarken ‘Batı Medeniyeti’ne yönelik sınırlamalara karşı çıkmamanız gerçekten kabul edilebilir bir şey değil.
Oysa Batı Medeniyeti tek parça bir yapıya sahip değil; Rus Kültürü’nden İspanyol Kültürü’ne, İtalyan Kültürü’nden İskandinav Kültürü’ne, İngiliz Kültürü’nden Yunan Kültürü’ne kadar birçok kültürün Amerika’da yoğunlaşarak bütünleşmesi sonrası her savaşla yeniden yapılandırılarak güçlenen ve yaklaşık iki bin beş yüz yılda ortaya çıkan bir medeniyet.
Kökleri önce Paganizme, sonra Hristiyanlığa ve Yahudiliğe ve en son Ateizm’e ve Satanizm’e doğru kıvrılarak genişleyen bu medeniyetin insana saldırmadığından hiç kimse bahsedemez. Çünkü bu somut olarak herkesin şahit olduğu ve gözleriyle gördüğü, bedeniyle hissettiği, ruhuyla kavradığı inkâr edilemez büyüklükte bir saldırı.
Doğu, sırasını Batı’ya vermeden önce on binlerce yıl aynı şekilde insanlığa saldırdı ve her seferinde aynı süreçler yaşandı. Doğu’nun köklerinde nasıl satanist bir mistisizm varsa, Batı’nın köklerinde de aynı satanist mistisizm vardı. Batı Medeniyeti’ni doğuran Satanist Doğu Medeniyeti’ydi.
Doğu Medeniyeti’nin kendisini güçlü insanlara köleliğe sürükleyen saldırılarından bıkan ‘Doğu İnsanı’nın, özgürlük propagandalarına kanarak Batı Medeniyeti’ni kurtarıcı olarak görmesinin ve Batı’ya yaltaklanmasının tek sebebi budur. Batı bu ilgiyi insanı ustalıkla köleleştirmek için kullanmıştır.
Doğu’nun ve Batı’nın birlikte çalışmasını sağlayan ‘Satanist Mistisizm’dir. Kabala’dan Sufizm’e doğru kıvrılan Hümanizm’in insanı aşka çağırması ‘Satanist Mistisizm’in insana kurduğu tuzakların en büyüğüdür. İnsan aşkı sever; çünkü insan karşı cinsi aşkla daha iyi seveceğine inandırılmıştır, bu aşk hemcinslere yönelse bile aşk çağrısı utanmaz, arlanmaz, değişmez.
Sufizm, aşk çağrılarının en büyük ve en sinsi meydanı olarak Kur’an gibi açık ve sağlam bir kaynağa sahip olan İslam’ı bile insanların ruhundan ustalıkla çekip almıştır. Sufizm, Doğu ve Batı Medeniyeti’nin karşısında insandan yana olan tek medeniyeti, İslam Medeniyeti’ni tek başına çökertecek kadar köleleştirmiştir Müslümanları. Ölü şeyh zincirleri ile bağlı, yaşayan şeyhlerin emirlerine itiraz edemeyen, zavallı bir köledir Sufizm’e sarılan her Müslüman.
Aşk çağrılarının insanı sürüklediği yer lordların, paganizmin yarıtanrılarının -ya da vekil tanrılarının- tapınaklarıdır. Sufizm’in yarıtanrıları şeyh kılığında çalışırlar, yaptıkları çağrı, aşka değil köleliğe, paganizme ve satanizme mümin kazandırmak içindir. Ve insana doğrudan yapılan saldırıdır.
Aşk, derin cehaletle donanmış insanlar için cazip bir maskedir. İnsanı doğulu ya da batılı diye ayırmaz, Şeytan mistik büyülerle, aşkla hayattan kopardığı insanı doğrudan köleleştirmek için saldırır.
İtiraz edebilirsiniz, haksızlık ettiğimi söyleyebilirsiniz; ama siz de ben de sizin yalan söylediğinizi aynı anda biliriz.
Eğer doğru sözlü olsaydınız, bugün Doğu ve Batı Medeniyetlerinin inşa ettiği 'aşk dolu hümanist insan' tipinin neden bu kadar aynı, aşağılık, sefil, acımasız, merhametsiz bir köle olduğunu izah ederdiniz.
Şimdi gerçeğe çağrı zamanı; artık herkesi İslam’ın gerçeğine çağırmakla mükellefsiniz. Çünkü İslam tek tanrı olan Allah’a kulluğu esas alarak insanı özgürleştirmekten başka bir şey vaat etmiyor.
Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.