Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Bu Cumhuriyet sizin değilse kimin?"
‘Eğitim Sistemi’ sonraki nesillerin yetiştirilme standartlarını belirler; çocuklarınızın, torunlarınızın nasıl insanlar olacaklarını eğitim sistemini ve müfredat içeriklerini tasarlayanlar da bu nedenle çok iyi bilirler, peki siz biliyor musunuz?
Çocuğunuz sizin etki alanınızdan çıkmaya başladığında, onu artık başkaları yetiştirecektir, sonra torunlarınız bu etkileşim zincirinin bir sonucu olarak ortaya çıkacaklar; bunun farkında mısınız?
Sorularımızı zihninizin derinliklerinde askıya alalım ve geriye dönerek size bakalım; annenizden ve babanızdan ne kadar farklısınız ya da dedenizden ve nenenizden?
Çocuklarınızın ve torunlarınızın sizden kesinlikle farklı olacağını geride olanları inceleyerek söyleyebiliriz, değil mi?
Cumhuriyetin yüzyıllık macerasının bir tek amacı vardı, sizi değiştirmek! Dedelerinizi ve nenelerinizi değil, anne ve babalarınızı değil, sizi değiştirmek! Çünkü tasarımcılar üç kuşaklık bu zincirin kolay bozulmayacağını biliyorlardı ve ilk hedef olarak sizi değiştirmeyi seçtiler.
Ne kadar başarılı olduklarını değerlerinize bağlılığınızın ölçüsü belirliyor oldu. Sizce ne kadar başarılılar? Bugün yakın akrabalarınız dahil çevrenizdeki insanların ne kadar güvenilir olduklarından emin değilsiniz, değil mi? Başarılı olduklarını görüyorsunuz; tabi siz kendinizi teselli edecek bazı küçük ayrıntılar sayabilirsiniz, bu önemli değil. Değiştiniz mi?
Evet; Cumhuriyetin yüz yıl önce hedeflediği ve ‘yeni nesil’ dediği eserler sizsiniz, kendinize bile güvenmiyorsunuz; tıpkı Cumhuriyetin sizi benzetmek istediği bütün Batılı ülkelerdeki insanlar gibi. Onlar şimdi uyuşturucu, alkol ve seks üçgeninde boğulan şizofren bir nesil, biraz gecikmeli olarak size, çocuklarınıza ve torunlarınıza ne olacak sizce? Atalarınızdan ne kadar farklıysanız torunlarınız iki kat daha farklı olacaklar sizden.
İnsan geleceği görebilen bir varlık olarak tasarlanmıştır. Allah sizi öyle yaratmıştır. Edilgen olmanızı değil aktif bir etken olmanızı istemiştir. Peki siz öyle misiniz? Allah’ın tasarladığı gibi geleceğinizi görebiliyor musunuz?
Şimdi zihninizin derinliklerine astığımız soruları tekrar öne çıkaralım:
‘Eğitim Sistemi’ sonraki nesillerin yetiştirilme standartlarını belirler; çocuklarınızın, torunlarınızın nasıl insanlar olacaklarını eğitim sistemini ve müfredat içeriklerini tasarlayanlar da bu nedenle çok iyi bilirler, peki siz biliyor musunuz? Ne olacağının farkında mısınız?
Hemen hepinizin bunu bildiğinizi düşünmüyorum, hatta tamamına yakınınızın farkında olmadığınızdan eminim. Eğer bilseydiniz, seçtiğiniz hükümetlerin çocuklarınızı nasıl ve hangi müfredatlar doğrultusunda eğittiğinin farkında olurdunuz. Bilmek farkında olmayı da zorunlu kılar çünkü.
Çocuklarınızı ya da torunlarınızı sizden beş yaşında alıyor eğitim sistemi ve sizin etki alanınızdan çıkarıyor, sonrasını bilmiyorsunuz. O masum çocuklara, kimin, neyi, nasıl öğrettiğinden haberiniz yok. Birbirinize güvenmediğiniz halde eğitim sisteminin yöneticilerine koşulsuz güveniyorsunuz.
Bu doğru mu?
Elbette doğru; hiç çıkıp taleplerinizi beyan ettiniz mi? Sizinle aynı düşünceden olduğuna inandığınız insanları seçerek bütün sorumluluğu onlara yüklediniz. Belki de bunu yapmak en doğrusu, ama sonuçlarından doğacak sorumluluklarınızı onlara yükleyemeyeceksiniz maalesef.
Onlar ideal insan tipini tasarlamış olsalar bile -ki böyle bir farkındalıkla yürümüyorlar- riskleri hesaplayacak ve ortadan kaldıracak güce ve kapasiteye sahip değiller. Çünkü Batı’yı taklit etmeye devam ediyorlar, dünyanın en önemli işi eğitim olduğu halde bu işi kendilerinden emin olacağınız insanlara yaptırmaya çalışmıyorlar…
Bugün çocuklarınızı beş yaşında devletin eğitim sistemine emanet eden sizler on üç yıl sonra bir yetişkin olarak elinize nasıl bir insan verileceğinden habersizsiniz. Çocuklarınızla ve torunlarınızla yaşadığınız çatışmalar bunu size sorgulatmıyor maalesef. Lise biterken anlıyorsunuz elinizdeki insan yavrularının büyük çoğunluğunun ne kadar niteliksiz olduğunu ve geleceğini tasarlayamayacak kadar edilgen birer varlığa dönüştüğünü.
Olması gereken bu muydu?
Kur’an Kursları, İmam-Hatipler ya da normal dediğiniz ortaokul ve liselere koyduğunuz zorunlu ve seçmeli din dersleri de pek işe yaramış görünmüyor. Çünkü hedeflenen ve tasarlanan bir insan tipi yok; herkesin bir yerinden çekiştirdiği ve gün geçtikçe sizden ve inançlarından, değerlerinden uzaklaşan, güvenilir olmayan yetişkinler çıkıyor eğitim sisteminin basit bir çıktısı olarak çocuklarınız.
Allah’ın insana doğuştan verdiği düşünme kapasitesini -geliştireceği ve idealize edeceği yerde- köreltiyor sistem ve çocuklarınız ciddiyeti kalmamış süreçler sonunda ne iş yapacakları belli olmayan harcanmış nesiller olarak sizinle çatışmaya başlıyorlar.
Seçme sınavlarıyla çoğu değersizleştirilmiş olan çocuklarınız kendilerine güvenlerini kaybediyorlar ve zavallı edilgen yaratıklar olarak geleceğin karanlık kucağında hiçbir şey göremez hale geliyorlar. Batılı çocuklar da tam olarak böyle yetiştirildiler.
Ne zaman farkına varacaksınız?
Ne zaman her çocuğun kendi geleceğini seçme hakkı olduğuna inanan ve her çocuğa kendisini geliştireceği imkanlar sunan bir sistem geliştirecek hükümetleriniz?
Bu çok mu zor?
Artık satacak bir ineğiniz de yok çocuklarınızı okul dışı kurslarda özel olarak yetiştirip yarışa sokmak için.
Sizce sizin asıl sorununuz bu değil mi?
Ne zaman farkına varıp hak ettiğinizi isteyeceksiniz Cumhuriyet'ten?
Cumhuriyet gözünü diktiği Batı'nın çöktüğünden habersizse kim haberdar edecek onu?
Bu Cumhuriyet sizin değilse kimin?
Torunlarınızı kurtarabilmek için hiçbir şey yapmayacak mısınız?
Bence o kadar başarılı olmadı Batıcı Cumhuriyet; henüz içinizde kalan küçük iyilik parçaları var.
Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.