Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
İnsanın hırsını ne durdurabilir, hiç düşündünüz mü?
Elbette insansınız ve çoğunuz için serbest akışta durum hep aynıdır; hırsınızın durdurulmasını istemezsiniz, istemediğiniz için de hırsınızı neyin durdurabileceğini düşünmek istemezsiniz.
Düşünüyorum bazen; hırs nedir, insana ne yapar?
‘Her insan hırsın ne olduğunu bilir, bunu yeniden düşünmenin ne anlamı var?’ diyebilirsiniz. Bu doğru; üstelik hırsın insana ne yaptığını da hepiniz bilirsiniz, ama hepiniz -aranızdan bazılarını istisna tutarsak- 'durdurulabilir hırs' ile 'durdurulamayan hırs' arasındaki farkı düşünmez ve bilmezsiniz.
Peki, hepiniz içinizde birikip çeşitlenen ve geometrik olarak çoğalan durdurulamayan hırsların sizi birbirinize düşürdüğünü de bilir misiniz?
Evet; bilirsiniz, çok iyi bilirsiniz.
O halde yürüttüğümüz aklın sorularından biri şu olmak zorundadır:
‘Siz, sizi birbirinize düşürmek için hırslarınızın sizi beslemesine izin veriyorsunuz ve bunu bilerek ve isteyerek yapıyorsunuz, peki aklınız size, insan soyunun milyonlarca kez birbirine düştüğünü hatırlatarak, ortaya çıkan sonuçların hiçbir insan için ‘iyi’ olmadığını hatırlatmıyor mu?'
Erdemin kuşattığı akıl böyle sorular sorar. İyilik durdurulamayan hırsları hoş görmez, çünkü iyilik dünya hayatında cehennemi doğuran hırsların yaydığı gizli ve açık kötülükle insana aynı anda aynı şeyleri vermez, aynı duyguları yaşatmaz, aynı hayat akışında kötülükle birlikte olmanıza izin vermez.
İyilik kötülükten daha kıskançtır, ama kötülük gibi durdurulamayan hırsları yoktur. Çünkü iyiliğin yeri kovulduğu için kötülükle dolduğu gibi, kötülüğün kovulduğu yer de iyilikle dolar; aynı anda iyilikle ve kötülükle dolu olan bir boşluktan bahsedilemez.
'Durdurulamayan hırs' aklın ve aklın beslediği iyiliğin katilidir, insan aklını kaybederek hırsına yenilir ve kötülüğe yaşayacak alanlar açar. Ve her kötülük durdurulamaz hırslara hizmet edecek olan kendi aklını doğurur.
Oysa 'durdurulabilir hırs' aklın yoldaşıdır ve hırs olmadan yürünemeyecek olan yolların yürünmesini, aşılamayacak olan dağların aşılmasını sağlar. Umudun hizmetkârı olarak insana kötülüklerden de kaçınmasını öğretir, yenilmemeyi, yenilgilerden ders alarak iyilik için durmaksızın çalışmayı hatırlatır; çünkü hiçbir kadın hırs olmadan doğuramaz, hiçbir çiftçi hırs olmadan çift süremez, ekin ekemez, ürün alamaz, hiçbir bilim adamı hırs olmadan yeni keşifler yapamaz, hiçbir insan hırs olmadan cenneti umut edemez.
Ancak elbette durdurulamayan hırsın cennet gibi bir hayali yoktur, çünkü herkes bilir, durdurulamaz hırs cehenneme giden taşları alevlerle döşer; sahiplerini yakar, kavurur ve şeytana dönüştürür.
İnsan Allah tarafından kendisine öğretileni ve tembih edileni unutsa da Şeytan unutmamıştır, unutmayacaktır; o iyi bilir, başlangıçta durdurulamaz hırsının kurbanı olmuştur ve bunun bedelini lanetlenerek ödemiştir, yaşadıklarının tek müsebbibi olan insana yaşadıklarını yaşatmadan, insanı kendisine benzetmeden de durmayacaktır.
İnsan bilerek ya da bilmeyerek durdurulamayan hırslarının kurbanı olduğunda artık bir ‘şeytan’ olmuştur, şeytan gibi davranmak zorundadır; yakınındaki, çevresindeki, aklındaki, hayallerindeki herkes ve her şey bu hırslar için feda edilebilir niteliktedir.
Durdurulamayan hırs aklı öldürürken, iyiliği ve iyilik dışında yaşayamayan sevgiyi de öldürür. Hırs sevgi olmuştur, aşk olmuştur, merhamet olmuştur, makam olmuştur, mevki olmuştur, servet olmuştur…en son tek gerçek olmuştur, insana kendisini tanrı olmuş zannettiren.
İnsanın hırsını ne durdurabilir, hiç düşündünüz mü?
Elbette insansınız ve çoğunuz için serbest akışta durum hep aynıdır; hırsınızın durdurulmasını istemezsiniz, istemediğiniz için de hırsınızı neyi durdurabileceğini düşünmek istemezsiniz.
Ben düşünüyorum işte bazen yukarıdaki gibi, ‘Hırs nedir, insana ne yapar, insanın hırsını ne durdurabilir, hiç düşündünüz mü?’ diye soruyor ve cevap arıyorum.
Elbette insansınız ve çoğunuz için serbest akışta durum hep aynıdır; hırsınızın durdurulmasını istemezsiniz, istemediğiniz için de hırsınızı neyi durdurabileceğini düşünmek istemezsiniz, ama bazılarınız düşünmek isteyebilir, ‘Hırs nasıl durdurulabilir, durdurulamayan hırs var mıdır?’ diye benimle aynı anda sorabilir.
Hırs iyiliğe, sevgiye, merhamete zarar verdiğinde durdurulmak zorundadır. Akıl, eğer sınırlarını Allah’ın belirlediği iyiliğin büyümesini istiyorsa hırsını durdurmasını emreder insana ve insan eğer hırsını durursa bu 'durdurulabilir hırs' olur insan yaşarken.
Ve iyi insan aklına itaat eder.
İnsan istemediği için durdurulamayan ve önce aklı öldüren hırsın ise böyle kaygıları yoktur, ancak sonsuza dek durdurulamayan bir hırstan da asla bahsedilemez. Çünkü ölüm bütün hırsları durdurur ve gerçeğin kaçınılmaz yüzünü cehennemlik şeytana gösterdiği gibi insana da gösterir, ne var ki yol bitmiştir, geri dönüş imkânsızdır.
Bilirsiniz artık, bilmeye mecbursunuz; geri dönüşü olmayan yolların aklı da hırsı gibi çürüktür, eğer Allah’a ve hesap gününe inanıyorsanız ölümün katıksız varlığı sizi de beni de hırslarımızla yol alırken durduracak kadar güçlüdür.
Düşünmek hırslarımı durdurmamı ve yönetmemi sağlıyor, zihnimi sağaltıyorum şeytandan, onun her an bana fısıldamasını engelliyorum.
Peki ya siz?
Siz hırslarınızın sizi kör etmesine ve aklınızı öldürmesine karşı ne yapıyorsunuz?
Unutmayınız:
İnsan ‘şeytan’ olduğunda artık yapılabilecek hiçbir şey yoktur.
Mıra | Öznel Şeyler
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.