26 Nisan 2024 Cuma

SA10714/SD3090: Dûrira | Post-Analitik Bakışlar 12: Türkiye’nin Küresel Öncelikleri-9; Monarşilerin ve Temsili Demokrasi ile Yönetilen Cumhuriyet Rejimlerinin Yeterlilikleri

        Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Yaşadığımız yüzyıl, küresel güç sahiplerinin yönergeleri doğrultusunda ‘demokrasi yüzyılı’ olarak propagandası yapılan yirminci yüzyılın aşınmış, yıpranmış monarşilerini ve temsili demokrasi ile yönetilen cumhuriyetlerini bütün hantallığı ve insan haklarına aykırı uygulamaları ile devralmıştır. İnsanlık bu hasarlı ve insanın varoluşu için gittikçe büyük bir tehdit hâline gelen tahakküm türlerini sorgulamak zorunda olduğu bir çağı yaşamaktadır."

Hangi ad ya da sıfatla olursa olsun, her türlü yönetim biçimini, insanlar üzerinde tahakküm kurmak ve insanları bu tahakkümün belirlediği sınırlar dahilinde yaşamaya zorlamak insanların insanlara yönelik en büyük saldırısıdır, diye tanımlamak mümkündür; ancak insanların insanlara diledikleri gibi davranmalarını engellemenin bir diğer yolu olarak da ‘insanlar üzerinde belirlenmiş kurallara uyulmasını sağlayacak olan bir tahakkümün çerçevesini ve bir yönetim biçimi belirlemenin zorunlu olduğunu' vurgulamak gerekir.

İnsanlık tarihi boyunca tahakkümün türleri değişse de özü değişmemiştir. Ya bir monark, kendi isteklerini ya da herhangi bir dinin ilkelerini ve emirlerini uygulamak için toplumlar üzerinde tahakküm kurmuştur ya da monark yerine onun gücünü paylaşan seçilmiş veya atanmış küçük topluluklar aracılığıyla toplumların üzerinde tahakküm kurulmuştur. 

Yaşadığımız yüzyıl, küresel güç sahiplerinin yönergeleri doğrultusunda ‘demokrasi yüzyılı’ olarak propagandası yapılan yirminci yüzyılın aşınmış, yıpranmış monarşilerini ve temsili demokrasi ile yönetilen cumhuriyetlerini bütün hantallığı ve insan haklarına aykırı uygulamaları ile devralmıştır. İnsanlık bu hasarlı ve insanın varoluşu için gittikçe büyük bir tehdit hâline gelen tahakküm türlerini sorgulamak zorunda olduğu bir çağı yaşamaktadır.

Buna karşılık, bugün herhangi bir ülkede, akademik ya da politik herhangi bir alanda monarşi ya da cumhuriyet tartışmalarına rastlamak mümkün değildir. Bunun temel sebebi de böyle bir tartışmaya ihtiyaç duyulduğunun farkında olunmamasıdır. Bir monarşi bazen bir cumhuriyetten daha çok insan haklarına uygun bir tahakküm örneği sergileyebiliyor iken kimi zaman da bir cumhuriyet bir monarşiden çok daha insan merkezli bir tahakküm örneği sergileyebiliyor olarak gözlenebilmektedir.  Ancak her iki rejim türünün ürettiği sosyolojik gerilimlerin yararlarından çok daha büyük zararlar ürettiği artık tartışılmaz bir şekilde ortadadır, çünkü amaç âdil ve insana saygılı yönetim biçimleri oluşturmak değildir, insanı köleleştiren ve isyan etmesini engelleyen sistemler üretmektir.

İnsanlara yönelik tahakkümün sınırlarına göre olumlu ya da olumsuz yönleri bulunan her iki rejim türünün, masonların liderlik ettiği küresel gücün yayılmasına ve sürekliliğini sağlamasına hizmet ettiği ve yaklaşık dört yüz yıldır bütün insanların yaşadıkları topraklarda hüküm sürdüğü dikkate alınırsa, yönetim biçimlerine ya da rejim türlerine yönelik eleştirel yaklaşımların ve tartışmaların neden gündeme gel(e)mediği anlaşılabilir.

Her şeye rağmen masonların liderlik ettiği küresel gücün üç yüz yıllık şeytanî tahakkümüne karşı 2002'de başkaldıran ve 2024 yılına kadar da bu başkaldırısının bedelini ağır bir şekilde ödemesine rağmen zaferler elde eden Türkiye'nin küresel yolculuğu söz konusu olduğunda, temsili demokrasi ile yönetilen bir cumhuriyetin geçmiş yüzyılın aşınmış ve yıpranmış yapısını -insanlara yönelik tahakkümün insana saygıyı esas alan temel çerçevesini oluşturmak üzere- yeniden değerlendirmek ve yeterliliklerini sorgulamak zorundayız.

İnsanlara yönelik tutum ve davranışları açısından temsili demokrasi ile yönetilen Cumhuriyet rejimlerinin herhangi bir monarşiden farkı yoktur. Monarşileri koruyan ve insanlara tahakkümün bir aracı olarak kullanan satanist güç, monarşilere yönelik eleştirileri kontrol altına almak üzere cumhuriyet rejimlerini de yaygınlaştırmış ve söz konusu her ülkede kendine özgü bir cumhuriyet rejimi inşa ederek tahakkümünü sürdürmeye devam etmiştir. 

Satanist gücün İran İslam Cumhuriyeti adıyla 1979’da kurduğu rejimin, insana yönelik tahakkümün temel çerçevesine göre 1215’te Magna Carta ile kurulan İngiliz monarşisinden herhangi bir farkı yoktur. İngiltere kralı kan bağı ile tahta geçerken, İran’da da kurgusal bir ‘kayıp imama vekalet’ bağı ile oluşturulan zincirle ‘Rehber’ hükümdarlık koltuğuna oturmaktadır. 

Aynı şekilde 1776’da kurulan ve cumhuriyet rejimi ile yönetilen Amerika Birleşik Devletleri ile yüzlerce yıllık tarihinde olduğu gibi, -1947’de etkisizleştirilse de- bir imparatora sahip olan Japonya arasında da büyük bir fark yoktur. Her iki ülkenin resmî liderleri satanist güç karşısında eşit değerde birer piyon olmaktan başka özelliklere sahip değillerdir. 

Japonya İngiltere ile İran ABD ile eşleştirilebilir. (Anayasal) Monarşi ya da (Anayasal) Cumhuriyet rejimi ile yönetilen bu dört ülkede de insanlar temsili demokrasi masalı ile aldatılarak oy kullanmaya yönlendirilmektedir. Gün geçtikçe -özgürlüklerini ve yaşama haklarını da kaybeden- yoksulların sayısı hızla artmaktadır. Seçimlere katılımın azalması toplumların bir tepkisi olarak görülse de küresel hegemonya sahipleri için bu bir anlam ifade etmemektedir.

Bütün dünyada yeniden tanım yapma ve yönetme hakkı elde etme amacı ve ABD-İngiltere ve Avrupa aracılığıyla çıkardığı birinci ve ikinci dünya savaşları sonrası dünyayı soğuk savaşa mahkûm ederek ‘demokrasi yüzyılı’ büyüsüyle yirminci yüzyılı ‘Amerikan Yüzyılı’ haline getirerek küresel egemenliklerini tesis eden satanist güçlerin ABD dahil bütün ülkelerde yoksulluğu yaygınlaştırdığı, süreklileştirdiği, insan hak ve özgürlüklerinin ihlalini normalleştirdiği bütün kanıtlarla sabittir.

Ukrayna ve Rusya’yı kışkırttığı ve savaşa sürüklediği 2022 yılına kadar, yüz yıl boyunca dünyanın bütün ülkelerinde tasarladığı, ürettiği ve yaydığı terörle, askerî darbelerle ve savaşlarla insanlara ölüm, işkence, tecavüz, yoksulluk ve göç yağdıran ve Çin’le Tayvan üzerinden çıkaracağı savaşa hazırlanan ‘Anayasal Cumhuriyet’ rejimi ile yönetilen ABD, (Monarşi ile idare edilen İngiltere ve -Monarşi ile idare edilen İspanya-Belçika hariç- Avrupa ülkeleriyle birlikte) temsili demokrasi ile idare edilen İsrail’in 7 Ekim 2023’ten itibaren Filistin-Gazze’de uyguladığı resmî soykırıma açık destek vermekle kalmamış, bu soykırımı finanse etmiş, Amerikan bombaları ve askerleri ile soykırıma doğrudan katılmıştır.

Birleşik Krallık-Japonya gibi monarşiler tarafından ya da ABD-İran gibi temsili demokrasi ile yönetilen Cumhuriyet rejimlerinden seçilen istatistikler tahakküm altındaki insanların yoksullaşmasının rejim türleriyle doğrudan ilgili olmadığını göstermektedir. Bu iki rejim türünün yeterlilikleriyle ise doğrudan ilgilidir.

2022 yılında kişi başına düşen geliri 76.330 dolar olan (1) ABD’de resmi verilere göre, 2022'de resmi yoksulluk oranı % 11,5 olup 37,9 milyon kişi yoksulluk içindeydi. (2) 2022 yılında kişi başına düşen gelirin 34,017 dolar olduğu (3) Japonya’da 2021 yılında yoksulluk oranı % 15,4 oldu. 125,7 milyonluk nüfusta bu 19,4 milyona karşılık geliyordu. (4) Japonya, 2019-2021 çocuk yoksulluğu oranında 39 ülke arasında 11. sırada yer aldı. (5) 

2022’de kişi başına düşen gelirin 46.125 dolar (6) olduğu 67 milyonluk nüfusa sahip Birleşik Krallık'ta 2021/22 döneminde 5 kişiden 1'inden fazlası (%22) yoksulluk içindeydi; yani 14,4 milyon kişi insan onuruna uygun bir hayat süremiyordu. (7) 2022 yılında kişi başına düşen gelirin 4,670 dolar olduğu 89 milyon nüfusa sahip olan (8) İran’da 2023 yılında yaklaşık 10 milyon kişi daha yoksulluğa sürüklenmiş ve bu durum sosyal eşitsizlikleri daha da arttırmıştı. İranlıların % 40'ı yoksulluğa düşme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. (9)

ABD, Birleşik Krallık, Japonya ve İran merkezli bakışa eşlik eden Avrupa Birliği, Çin ve Rusya’ya ait veriler de bu ülkelerde yaşayan insanlara yönelik tahakkümün ürettiği sonuçlar açısından yönetim biçimleri arasında hiçbir fark bulunmadığı gerçeğini kanıtlamaktadır.

2022 verilerine göre, kişi başına düşen gelirin 40.788 dolar olduğu (10) ve 1 Ocak 2023 tarihi itibarıyla 448,4 milyona- nüfusa  sahip olan Avrupa Birliği’nde (Belçika, Bulgaristan, Çekya, Danimarka, Almanya, Estonya, İrlanda, Yunanistan, İspanya, Fransa, Hırvatistan, İtalya, Kıbrıs Rum Kesimi, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Avusturya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovenya, Slovakya, Finlandiya, İsveç, İzlanda, Lihtenştayn, Norveç, İsviçre), 95,3 milyon kişi yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıyaydı; bu, AB nüfusunun %21,6'sına denk geliyordu. AB'de yoksulluk veya sosyal dışlanma riski 2022'de kadınlarda erkeklere göre daha yüksekti (%22,7'ye karşı %20,4). Bakıma muhtaç çocukların bulunduğu hanelerde yaşayan AB nüfusunun beşte birinden fazlası (%22,4) 2022'de yoksulluk veya sosyal dışlanma riskiyle karşı karşıyaydı.(11) 

2023 sonu itibarıyla, toplam nüfusu 2022 sonuna göre 2,08 milyonluk bir düşüşle 1.409,67 milyona gerileyen ve resmi olarak yoksulluk oranı verilmeyen, ancak 5 gelir grubu beyan eden Çin’de düşük gelir grubunun (280 milyon kişi) kişi başına harcanabilir geliri 9.215 Yuan (1200 dolar), alt-orta gelir grubunun (280 milyon kişi) 20.442 Yuan (2820 dolar), orta gelir grubunun (280 milyon kişi) 32.195 Yuan (4440 dolar), üst-orta gelir grubunun (280 milyon kişi) 50.220 Yuan (6927 dolar) ve yüksek gelir grubu (280 milyon kişi)  95.055 Yuan (13.111 dolar) dı. (26 Nisan 2024 tarihinde, 1 ABD doları 7,25 Çin Yuan’ı satın almaktadır ve ABD’de yoksulluk sınırı kişi başına yıllık 15.000 dolardır) (12) 2023 yılında ülke çapında kişi başına harcanabilir gelir 39.218 Yuan (5.410 dolar) oldu.

Şubat 2022'den beri işgal ettiği Ukrayna'da bütün Batı ile savaşan, 2024 yılında 14.39 bin dolarlık kişi başına düşen gelire sahip olan (13) 2023'ün dördüncü çeyreğinde yaklaşık 144 milyon nüfusun yaşadığı Sovyet sonrası Rusya'da yaklaşık 10 milyon insan (%7) yoksulluk sınırının altında yaşamaktadır. (14) 

Küresel gelişmelerden uzak olmak yerine, coğrafî konumuyla jeo-stratejik, jeo-politik, jeo-ekonomik rekabetin tam merkezinde olan Türkiye'de ise istatistikler ve genel panorama oldukça şaşırtıcıdır.

Bir monarşi olan Osmanlı Devleti’nin yıkılması sonrası kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin, kolonyal tanımlı demokrasi ve bağımlı Cumhuriyet rejiminin yoksulluk ve cehalet üreten, insanların hak ve özgürlüklerini baskı altına alan 94 yıllık yönetim biçimini 2017 yılında yapılan referandumla değiştirerek Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçişi ile tarihte yeni bir sayfa açılmıştır.

Türkiye’nin, 2001’de IMF’nin ürettiği krizle kişi başına düşen yaklaşık 3000 dolarlık gelire sahip iken 2002’de Erdoğan’la başladığı yolculuğu 21 yıl sonra kişi başına geliri 13.110 dolara çıkarmıştır; kişisel hak ve özgürlüklerin artmasını esas alan bu 21 yıllık süreçte ekonomiyi doğrudan ve dolaylı olarak baskı altına alan, bütünüyle çökertmeyi amaçlayan FETÖ ve PKK terörü, emniyet-yargı darbeleriyle birlikte askerî darbeler ve ABD-AB merkezli ekonomik ambargolarla dolu bir süreç yaşanmıştır. 

85 milyon nüfusa sahip olan Türkiye’nin (15) Türkiye’nin Yoksulluk ve Yaşam Koşulları 2023 yılı İstatistiklerine göre, göreli yoksulluk oranı %13,9 (16), kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla ise 2023'te cari fiyatlarla 307 952 TL ve 13.110 ABD doları oldu.(17) Bu verilere göre Türkiye’de ortalama kişi başına düşen gelir, Çin’in en yüksek gelir grubunun elde ettiği yıllık gelir kadardır.

Türkiye ekonomisi 6 Şubat 2023’te yaşanan depremle büyük bir darbe almış, 2019-2022 yılları arasında küresel salgın dolayısıyla neredeyse duran ekonomik faaliyetlerin oluşturduğu zaaf derinleşerek yüksek enflasyona (%68,5, Mart 2024 verisi) ve yüksek faize (%50, Nisan 2024 TCMB politika faizi) mahkûm olmuştur. Bütün bunlara rağmen temsili demokrasinin kolonyal demokrasi kıskacından kurtulmasını sağlayan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi sayesinde siyasi istikrar sağlanmış, ekonomik kararlar hızla alınarak çalışanların enflasyon karşısında ezilmemesi hedeflenmiştir. 2022’de 84,98 milyon nüfusta yoksulluk oranı %14.4 iken (12.2 milyon kişi) (18) 2023’te alınan etkili tedbirlerle  85,38 milyon nüfusta bu oran %13.9’a (11.9 milyon kişi) düşmüştür.

Bütün bunlara ve bitirilen PKK terörüne rağmen 2023 seçimlerinde yeniden Cumhurbaşkanı seçilen Erdoğan’ın partisi Ak Parti, 2024 yerel seçimlerinde kendi seçmeninin büyük bir kısmının sandığa gitmemesi dolayısıyla büyük oy kaybı yaşayarak 22 yıl sonra ilk kez ikinci parti konumuna düşmüştür. Karadeniz’de bulunan ve halkın hizmetine sunulan doğalgaz ya da terörden arındırılan Gabar’da günlük 50 bin varil petrol üreten kuyuların açılması sürekli kara propaganda yapan küresel güçler karşısında etkili olamamıştır.

Bu vahim durum Türkiye’nin küresel yolculuğunun önündeki engellerin önemini tekrar hatırlatmaktadır. Seçmen yeterlilikleri, siyasetçilerin yeterlilikleri, siyasi partilerin yeterlilikleri, seçim sistemlerinin yeterlilikleri, Anayasa’nın ve yasaların üst sınırlarındaki belirsizliklerle birlikte temsili demokrasinin henüz yeniden tanımlanmamış olması her seçim sonucunun üreteceği risklerin büyüklüğünü doğrudan etkileyeceği için önemlidir. 

Türkiye, monarşilerin sağladığı avantajları kullanan zengin kesimlerin, temsili demokrasi ile yönetilen hantal cumhuriyet rejimini de aynı şekilde yönetilmeye mahkûm etmesinin önüne geçmelidir. Zenginlerin küresel sermaye ile kurdukları doğrudan ve dolaylı ilişkilerle insanların hayatlarını haksız yere etkilemeye hakları yoktur.


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 26.04.2024, Sonsuz Ark, Dûrira | Post-Analitik Bakışlar


Dûrira | Post-Analitik Bakışlar

Seçkin Deniz Yayınları


Dipnotlar:

(1) https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=US
(2) https://www.census.gov/library/publications/2023/demo/p60-280.html
(3) https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=JP
(4) https://www.statista.com/statistics/1172622/japan-poverty-rate/
(5) https://mainichi.jp/english/articles/20231207/p2a/00m/0na/005000c 
(6) https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=GB
(7) https://www.jrf.org.uk/uk-poverty-2024-the-essential-guide-to-understanding-poverty-in-the-uk#
(8) https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=IR 
(9) https://documents.worldbank.org/en/publication/documents-reports/documentdetail/099110623175541902/p1777150fa1dcd02108b55086af5f3268f5
(10) https://data.worldbank.org/indicator/NY.GDP.PCAP.CD?locations=XC
(11) https://ec.europa.eu/eurostat/statistics-explained/index.php?title=Living_conditions_in_Europe_-_poverty_and_social_exclusion#
(12) https://www.stats.gov.cn/english/PressRelease/202402/t20240228_1947918.html
(13) https://www.imf.org/external/datamapper/profile/RUS
(14) https://www.statista.com/statistics/1033016/russia-number-of-people-under-poverty
(15) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Adrese-Dayali-Nufus-Kayit-Sistemi-Sonuclari-2023-49684#
(16) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yoksulluk-ve-Yasam-Kosullari-Istatistikleri-2023-53713#
(17) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Quarterly-Gross-Domestic-Product-Quarter-IV:-October-December,-2023-53756&dil=2
(18) https://data.tuik.gov.tr/Bulten/Index?p=Yoksulluk-ve-Yasam-Kosullari-Istatistikleri-2022-49746


Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

Seçkin Deniz Twitter Akışı