Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Kaba insanların herhangi bir dinle ilişkilendirilmeleri ne kadar yanlışsa, ince insanların da herhangi bir dinle ilişkilendirilmeleri o kadar yanlıştır; analitik düşünebilme niteliği, Allah’ın ‘aklı aktif olarak kullanma emri’nin gerçekleşebilmesi için her insana doğuştan verilmiştir ve insanlar bu nitelikleriyle Allah’ın gönderdiği kitapları okuyarak düşüncelerini sağaltabilir ya da değiştirebilirler."
Analitik düşünmenin bütün ilkelerine uymaktan uzak, bir problemi doğuran nedenleri anlama kapasitesi –ve doğal olarak alışkanlığı- olmayan, her şeyi yüzeysel algılayan ve kaba bir şekilde yorumlayan insanlar kümesinin tipik zihinsel refleksleri aynıdır; sürekli suçlar ve şikâyet ederler, herhangi bir problemin çözüm kümesi onların zihinsel işletim sistemlerinin evrensel kümesinin dışındadır ve olasılık hesapları yapamazlar.
Ve bu insanların sayısının dünyadaki insanların sayısına oranı inanılmaz derecede yüksektir; bu oranın neredeyse 1’e yakınsaması, insanlığın yaşadığı yerleşik hale gelen çok boyutlu ‘bilişsel kriz’in kanıtlarından biridir.
Analitik düşünmek eğer incelik demekse -ki öyledir- bu insanları ‘kaba insanlar’ olarak değerlendirmek aktif aklın dayattığı bir zorunluluktur ve bu yorum gerçekten nesnel bir yaklaşımın sonucudur. Analitik düşünen insanların tamamen ‘ince insanlar’ olduğunu iddia etmek mümkündür, ancak bu iddianın etkin bir ‘merhamet’ değişkeninin -kaba insanlarda merhamet değişkeninin zaten etkin olmadığı göz önünde tutulursa- zorunlu olarak var olmasına bağlı olduğunu da unutmamak gerekir.
1’e yakınsayan oran korkutucudur; bu, neredeyse 0’a yakınsayan ‘ince insan’ oranına karşı kaba insanlardan oluşmuş bir dünya anlamına gelmektedir.
Şimdi bu teknik analizden biraz uzaklaşalım ve ‘kaba insan’ ve ‘ince insan’ kavramları üzerinden yürüyelim.
Özellikle Müslüman gibi görünen -modern dindarlığının sembolü olarak sakalı veya başörtüsü olan ya da olmayan ve dindar olmayan/İslam’a düşman olan- insanların ve başka dinden oldukları halde içlerinde İslam ve Müslüman nefreti biriktiren insanların ‘Müslümanların yalancı, sözünü tutmayan, fakir, pasaklı, gelişmemiş, birbirini öldüren, vahşi insanlar; Hristiyanların ve Yahudilerin ise yalan söylemeyen, sözünü tutan, zengin, temiz, birbirine saygı duyan, gelişmiş ve medenî insanlar” olduğuna dair, aslında gerçekten uzak, tamamen iftiralardan oluşan değişkenlerle dolu, derin ve şeytanî bir nefretten başka bir şey ifade etmeyen cümlelerine odaklanalım.
Hristiyan Amerika Birleşik Devletleri’nin, Hristiyan uluslar topluluğu olarak Avrupa Birliği’nin ve Hristiyan bir imparatorluk olarak İngiltere’nin verdiği politik, askerî ve malî destekle İsrailli Yahudilerin Filistin’de Müslüman çocukları, kadınları, erkekleri, yaşlıları soykırıma uğrattığı bu günlerde, Müslümanlara yönelik nefretlerini ifade eden Müslüman gibi görünen ve Müslüman olmayan her iki grubun da kaba insanlardan oluştuğunu belirterek ilerleyelim.
Kaba insanların herhangi bir dinle ilişkilendirilmeleri ne kadar yanlışsa, ince insanların da herhangi bir dinle ilişkilendirilmeleri o kadar yanlıştır; analitik düşünebilme niteliği, Allah’ın ‘aklı aktif olarak kullanma emri’nin gerçekleşebilmesi için her insana doğuştan verilmiştir ve insanlar bu nitelikleriyle Allah’ın gönderdiği kitapları okuyarak düşüncelerini sağaltabilir ya da değiştirebilirler.
Doğal olarak Müslüman görünümlü kaba insanların ya da Müslüman olmayan kaba insanların ortak yönlerinin sadece ‘kabalık’ olduğunu, analitik düşünebilme kapasitelerini kullanmayan her dinden (ya da herhangi bir dinden olmayan) insanlar olduklarını belirginleştirelim.
Önce Milattan sonra yaşanan bazı savaşları ve bu savaşlardaki vahşi katliamları inceleyelim;
- 66–136: Yahudi-Roma Savaşları (1) olarak bilinen, Roma İmparatorluğunun Yahudilere karşı yürüttüğü Orta Doğu/Kuzey Afrika Roma'nın Yahudiliği kalıcı olarak ortadan kaldırma girişimleri dahil yaşanan savaşlarda öldürülen 1.270.000–2.000.000 insan,
- 1095–1291: Haçlı Seferleri (2) olarak bilinen savaşlarda öldürülen 1.000.000–3.000.000 insan,
- 1206–1368: Moğol istilaları (3) olarak bilinen Moğol İmparatorluğu ve Çeşitli Avrasya devletleri arasında yaşanan savaşlarda öldürülen 30.000.000–40.000.000 insan,
Hristiyan Avrupalıların on beşinci yüzyılda keşfettiklerini iddia ettikleri Batı Yarımkürede neler yaptığına bakalım;
Houston-Downtown Üniversitesi’nden David Michael Smith’in “Ölüleri Saymak: 1492'den Günümüze Yerli Soykırımında Can Kayıplarını Tahmin Etmek” başlıklı analizine göre:
“Geçtiğimiz yüzyıl boyunca, araştırmacılar doğanın ve insanlığın geleceği hakkında çok şey öğrendiler. Russell Thornton'un 1492'den sonra Batı Yarımküre'deki Yerli nüfusun demografik çöküşü olarak adlandırdığı şeyin kapsamı. David Stannard'ın açıkladığı gibi, bu toprakların Avrupalılar ve onların soyundan gelenler tarafından istila ve fethedilmesinin neden olduğu neredeyse akıl almaz sayıdaki ölüm, “dünyanın tanık olduğu en kötü insan kıyımını” oluşturmaktadır. Akademisyenler, yirminci yüzyılın başlarında bu yarımküredeki ve bu ülkedeki Yerli nüfusun büyüklüğü hakkında uzun zamandır güvenilir bilgilere sahipti. Son yıllarda ise araştırmacılar 1492'den önce Batı Yarımküre'deki Yerli nüfusa ilişkin bir dizi tahmin geliştirmişlerdir. Araştırmacılar ayrıca hastalıkların, savaşların, soykırım şiddetinin, köleleştirmenin, zorunlu yer değiştirmelerin, gıda kaynaklarının yok edilmesinin, yaşam biçimlerinin tahrip edilmesinin, doğum oranlarının düşmesinin ve diğer faktörlerin Yerli Soykırımındaki rolü hakkında önemli bilgiler toplamışlardır. Bu makale, Russell Thornton, David Stannard ve diğer akademisyenlerin ölüleri sayma girişimlerinden, yani Batı Yarımküre'de ve bugün Amerika Birleşik Devletleri'nde sömürgeciliğin neden olduğu toplam Yerli yaşam kaybına ilişkin çok kaba da olsa bilinçli ve makul tahminler geliştirme çalışmalarından yararlanmaktadır. Bu analiz kaçınılmaz olarak acımasız ve üzücü olsa da, hem bugün yaşayan insanlar hem de gelecek nesiller için insanlık tarihindeki en sürekli yaşam kaybını anlamakla kazanılacak çok şey var.
Yirminci yüzyılın başında Batı Yarımküre'nin tamamında yaşayan Yerlilerin toplam sayısı 4-4,5 milyona düşmüştü. 1800 yılında Amerika Birleşik Devletleri'nde yalnızca 600.000 kadar Yerli insan kalmıştı. 1900 yılına gelindiğinde bu ülkedeki yerli nüfus yaklaşık 237.000 kişiyle en düşük noktasına ulaştı. Yarımküredeki ve bu ülkedeki yerli nüfusun büyüklüğü daha sonra yeniden büyümeye başladı ve geçtiğimiz yüzyılda kayda değer bir artış gösterdi.
Yerli halklar Batı Yarımküre'de yaşıyor. Şu anda ABD'de yaklaşık 7,25 milyon Amerikan Kızılderilisi, Alaska Yerlisi ve Hawaii Yerlisi bulunmaktadır. 1492'den sonra ortaya çıkan tarihsel olarak benzeri görülmemiş ve tarif edilemeyecek kadar trajik nüfus azalması göz önüne alındığında, Yerli halkın hayatta kalması gerçekten olağanüstüdür. Ancak bugün bile istila, işgal ve sömürgecilik mirası korkunç bir insani bedel ödetmeye devam ediyor." (4)
O sıralarda Hristiyan Avrupa’da neler olduğunu görelim;
- 1337–1453: Yüzyıl Savaşları (5) olarak bilinen Fransa (Valois Hanedanı) ve İngiltere (Plantagenet Hanedanı) arasında yaşanan savaşlarda öldürülen 2.300.000–3.500.000 insan, (6)
- 1562–1598: Fransız Din Savaşları (7) Protestanlara karşı Katolikler Huguenot Savaşları olarak da bilinen iç savaşta öldürülen 2.000.000–4.000.000 insan,
- 1618–1648: Otuz Yıl Savaşı (8) olarak bilinen Hristiyan Avusturya ve İspanya, Habsburg karşıtı eyaletlere karşı yürütülen savaşlarda öldürülen 4.000.000–12.000.000 insan,
- 1803–1815: Napolyon Savaşları (9) olarak bilinen Hristiyanlar Koalisyon güçleri, Fransız imparatorluğu ve müttefiklerine karşı savaşta öldürülen 3.500.000–7.000.000 insan,
- 1861–1865: Amerikan İç Savaşı'nda (10) Hristiyan Birlik Devletler ve Konfedere Devletler arasında yaşanan savaşta öldürülen 650.000–1.000.00 insan, (11)
- 1914-1918: Birinci Dünya Savaşı’nda sadece Avrupa’da tarafsız ülkeler dahil 9,721,937 toplam asker, 6,821,248 toplam sivil olmak üzere öldürülen toplam 16,543,185 insan (Osmanlı İmparatorluğu, 771,844 asker, 2,150,000 sivil olmak üzere öldürülen 2,921,844 insan)
Amerika Birleşik Devletleri Nüfus Sayım Bürosu’na (United States Cencus Bureau) göre,
“Birinci Dünya Savaşı'nda (WWI), askeri ve sivil kayıpların toplam sayısı 40 milyon civarındaydı. Savaşta 20 milyon ölü ve 21 milyon yaralı vardı. Toplam ölü sayısı 9.7 milyon askeri personel ve yaklaşık 10 milyon sivili içermektedir. İtilaf Devletleri (Müttefikler olarak da bilinir) yaklaşık 5.7 milyon asker kaybederken, Merkezi Güçler yaklaşık 4 milyon asker kaybetmiştir. Zayiat istatistiklerinin sınıflandırılması I. Dünya Savaşı için zayiat sayılarına ilişkin tahminler büyük ölçüde farklılık göstermektedir Burada listelenen askeri zayiat istatistikleri, savaşla ilgili ölümlerin yanı sıra kazalar, hastalıklar ve savaş esiriyken meydana gelen ölümlerden kaynaklanan askeri ölümleri de içermektedir. Birinci Dünya Savaşı sırasındaki kayıpların çoğu savaşa bağlı kıtlık ve hastalıklardan kaynaklanmaktadır. İspanyol gribinden kaynaklanan sivil ölümler mümkün olduğunca bu rakamların dışında tutulmuştur." (12)
- 1939-1945: İkinci Dünya Savaşı, Müttefik Güçler ve Mihver Güçleri arasında (Müslümanların taraf olmadığı) Dünya çapında yaşanan 80.000.000 insanın ölümüme sebep olan tarihin en büyük ve en ölümcül savaşı:
Wikipedia’ya göre, İkinci Dünya Savaşı tarihteki en ölümcül askeri çatışmadır. Tahminen toplam 70-85 milyon insan ya da 1940'ta 2,3 milyar olan tahmini dünya nüfusunun yaklaşık %3'ü hayatını kaybetmiştir. Savaşın doğrudan neden olduğu ölümlerin (askeri ve sivil ölümler dahil) 50-56 milyon olduğu, savaşla ilgili hastalık ve kıtlıktan kaynaklanan ölümlerin ise 19-28 milyon arasında olduğu tahmin edilmektedir. Sivil ölümlerin toplamı 50-55 milyondur. Yaklaşık 5 milyon savaş esirinin esaret altında ölümü de dahil olmak üzere, tüm nedenlerden kaynaklanan askeri ölümlerin toplamı 21-25 milyondur. Toplam kayıp sayısının yarısından fazlasını Çin Cumhuriyeti ve Sovyetler Birliği'nin ölüleri oluşturmaktadır. (13)
ABD Ulusal Sağlık Enstitülerine (National Institutes of Health-NIH) bağlı, Ulusal Tıp Kütüphanesi Ulusal Biyoteknoloji Bilgi Merkezinin (National Library of Medicine- National Center for Biotechnology Information) yayınladığı 8 Ocak 2013 tarihli ‘İkinci Dünya Savaşı'nın Avrupa'da Ekonomik ve Sağlık Sonuçları Üzerindeki Etkileri’ başlıklı raporuna göre:
"İkinci Dünya Savaşı (WWII), sadece Avrupa'da 39 milyon kişinin ölümüyle 20. yüzyılın en önemli dönüştürücü olaylarından biriydi. Altı yıl süren kara savaşları ve bombardımanlar sonucunda büyük miktarda fiziksel sermaye yok edildi. Birçok kişi mülklerini tazminat ödemeden terk etmek ya da bırakmak ve yeni topraklara taşınmak zorunda kaldı. Nispeten müreffeh Batı Avrupa'da bile açlık dönemleri daha yaygın hale geldi. Aileler uzun süreler boyunca ayrı kaldı ve birçok çocuk babasını kaybetti. Küçük çocuklar da dahil olmak üzere pek çok kişi, yaşadıkları bölgelerde savaşlar ve bombalamalar gerçekleşirken savaşın dehşetine bizzat tanık oldu. İnsanlığa karşı korkunç suçlar işlendi. İkinci Dünya Savaşı nedeniyle birçok ülkede siyasi ve ekonomik sistemler kalıcı olarak değişecekti." (14)
- 1050-1953: Kore Savaşı'nda öldürülen 2–3 milyon sivil insan (15)
- 1955-2002: Vietnam Savaşı: Kayıplara ilişkin tahminler farklılık göstermekte olup, bir kaynağa göre yılları arasında Vietnam'da 3,8 milyon şiddet içeren savaş ölümü gerçekleşmiştir. Demografik bir çalışmada, savaş sırasında tüm Vietnam'da asker ve siviller için 791.000-1.141.000 savaşa bağlı ölüm hesaplanmıştır. Savaşta 195.000 ila 430.000 Güney Vietnamlı sivil ölmüştür. 1969 tarihli bir ABD istihbarat raporundan yola çıkan Guenter Lewy, 65.000 Kuzey Vietnamlı sivilin öldüğünü tahmin etmiştir. Kuzey Vietnam'a yönelik Amerikan bombardımanının neden olduğu sivil ölümlere ilişkin tahminler 30.000-182.000 arasında değişmektedir. 1975 tarihli bir ABD Senatosu alt komitesi, savaş sırasında 415.000'i ölüm olmak üzere 1,4 milyon Güney Vietnamlı sivilin hayatını kaybettiğini tahmin etmiştir. Güney Vietnam ordusu 1960 ile 1974 yılları arasında tahminen 254.256, 1954'ten 1959'a kadar ve 1975'te de ek ölümlere maruz kalmıştır. Diğer tahminler 313.000 kayıp gibi daha yüksek rakamlara işaret etmektedir. (16)
- 1979–1989: Sovyetler Birliği’nin (Rusya) Afganistan’ı işgali sonrası öldürülen 600.000–2.000.000 insan, (17)
- 2001- 2021: ABD’nin Afganistan’ı işgali:
ABD’nin Watson Üniversitesi’ne bağlı Watson Uluslararası ve Kamu İşleri Enstitüsüne (Watson Institute For International And Public Affairs) göre, “Amerika Birleşik Devletleri'nin Afganistan'daki savaşı, ekonominin, kamu sağlığının, güvenliğin ve altyapının savaştan kaynaklanan çöküşü nedeniyle hayatları yok etmeye devam ediyor. Afganlar çatışmalardan büyük ölçüde zarar görmüştür. Nüfusun %92'si belli bir düzeyde gıda güvensizliği ile karşı karşıyadır ve 3 milyon çocuk akut yetersiz beslenme riski altındadır. Bazı bölgeler şu anda kıtlıkla karşı karşıya. Nüfusun en az yarısı günde 1.90 dolardan daha az bir gelirle yaşamaktadır... 2001 yılından bu yana Afganistan/Pakistan bölgesinde yaklaşık 243.000 kişi öldürülmüştür. Öldürülenlerin 70,000'den fazlasını siviller oluşturmaktadır.” (18)
- 2003-2024: ABD’nin Irak’ı işgali:
ABD’nin Watson Üniversitesi’ne bağlı Watson Uluslararası ve Kamu İşleri Enstitüsüne (Watson Institute For International And Public Affairs) göre, Hiç kimse 2003 ABD işgalinden bu yana Irak'ta kaç kişinin öldüğünü ve yaralandığını kesin olarak bilmiyor. Ancak, işgalden Mart 2023'e kadar ABD, müttefikleri, Irak ordusu ve polisi ile muhalif güçlerin neden olduğu doğrudan savaşa bağlı şiddet nedeniyle 280,771-315,190 arasında kişinin öldüğünü biliyoruz. Iraklı sivillerin şiddetli ölümleri hava bombardımanı, top atışları, silahlı saldırılar, intihar saldırıları ve bombardıman sonucu çıkan yangınlar sonucu meydana gelmiştir. Çok sayıda sivil de yaralanmıştır. (19)
- 2011-2024: ABD’nin Suriye’de çıkardığı iiç savaş sonrası Suriye’yi işgali:
ABD’nin 2011 yılında kışkırttığı iç savaşta Suriye savaşının 13. yılında ölü sayısı 507,000'i aştı. Suriye’nin büyük bir kısmı ABD ve desteklediği PKK-SDG, DAEŞ-IŞİD gibi terör örgütlerinin işgali altındadır. (20)
- 2023-2024: İsrail’in Gazze’de uyguladığı soykırım:
The Economist, 23 Mayıs 2024 tarihli ‘Gazze'de kaç kişi öldü?’ başlıklı analizine göre, “İsrail'in Hamas'a karşı yürüttüğü savaşın başından beri Gazze'deki ölü sayısı tartışmalı. Aralarında The Economist'in de bulunduğu medya kuruluşlarının kullandığı rakamlar üzerindeki tartışmalar, 8 Mayıs'ta BM'nin kadın ve çocuklar için ölü sayısını aşağıya çektiğinin ortaya çıkmasının ardından daha da şiddetlendi. Kimliği belirlenebilen ölülerin listesi meşrudur ve savaşta kaybedilen canlara ilişkin en düşük tahmine işaret etmektedir; yaklaşık 14.000'i kadın, çocuk veya yaşlı olmak üzere en az 25.000 kişi.” (21)
Anadolu Ajansı’nın 9 Haziran 2024 tarihli haberine göre “İsrail ordusunun Gazze Şeridi'ne 7 Ekim 2023'ten bu yana düzenlediği saldırılarda hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 70 artarak 36 bin 801'e yaralı sayısı 83 bin 680'e yükseldi.” (22)
Hristiyan olarak bilinen Batı’nın yalanlarına bakalım;
- Büyük Yalan (Big Lie): Büyük yalan, aslen Adolf Hitler tarafından Kavgam'da "Büyük halk kitleleri... küçük bir yalandan ziyade büyük bir yalana daha kolay kanar" sözleriyle ifade edilen bir propaganda tekniğinin adıdır ve bir argümanın gidişatını eleştirel bir şekilde sorgulamak ya da görmezden gelmek yerine büyük yalanı kanıksayacak bir yöne çekmek umuduyla bilinen bir yanlışın ifade edildiği, tekrarlandığı ve sanki apaçık doğruymuş gibi muamele gördüğü durumu ifade eder. (23)
- Casuslar, Yalanlar ve Vatandaşlık: Nazi Suçluların Avı (Spies, Lies, and Citizenship: The Hunt for Nazi Criminals Hardcover – October 1, 2017 Mary Kathryn Barbier) adlı kitabın tanıtım yazısından:
“1970'lerde eski Nazilerin kovuşturmadan kaçtıkları ve ABD'de iyi bir hayat sürdükleri haberleri patlak verdi. Öfke tüm ülkeyi sardı ve kamuoyunun tepkisi ABD hükümetine bu iddiaları araştırması ve suçluları sınır dışı etmesi için büyük bir baskı oluşturdu. Daha sonra Özel Soruşturma Ofisi'nin kurulması ABD'de Nazi avcılığının resmi başlangıcı oldu, ancak bu son olmaktan çok uzaktı.
Otuz yıl sonra, Kasım 2010'da New York Times, Adalet Bakanlığı'nın 2006 tarihli "Özel Soruşturmalar Ofisi" başlıklı gizli raporunun bir kopyasını ele geçirdi: Holokost Sonrasında Hesap Verebilirlik Çabası" başlıklı raporun bir kopyasını ele geçirdi. Altı yüz sayfalık rapor, hükümetin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Nazileri avlama ve yargılama konusundaki başarısız girişimleri ve İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu suçluları barındırma ve hatta istihdam etme konusundaki istekliliğine ilişkin şok edici sırlar içeriyordu.” (24)
- ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi’nin “CIA bana yalan söyledi" (25) şeklindeki açıklamasına ek olarak Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) dahil CIA'in yalanlarına dair çok fazla yayın bulabilirsiniz. (26)
- İngiltere’den, Casuslar, Yalanlar ve İhbarcılar: MI5, MI6 ve Shayler Olayı (Spies, Lies and Whistleblowers: MI5, MI6 And the Shayler Affair, Annie Machon, 2005) adlı kitabın tanıtım yazısından:
"David Shayler ve Annie Machon 1990'larda MI5'in siyasi ve terörle mücadele bölümlerinde çalıştılar. İşledikleri suçlardan ve beceriksizliklerinden o kadar iğrendiler ki ayrıldılar ve David servisin başarısızlıklarını kayıtlara geçirdi. Bakanlar onun kanıtlarını dinlemeyi reddettiler. Bunun yerine, Resmi Sırlar Yasası'nı ve tedbir kararlarını kullanarak gazetecilerin onun ifşaatlarını araştırmasını engellediler. Bu da onun kaçak bir yaşam sürmesine, Paris'te sürgüne gitmesine, 2 yıl süren bir mahkeme sürecine ve iki kez hapse girmesine neden oldu." Annie burada ilk kez gizli devletin kalbinde yaşadıklarını ve ona karşı durduğunuzda neler olduğunu yazıyor. Yasadışı istihbarat operasyonları, bakanlara yapılan örtbaslar ve MI6'nın El Kaide operasyonlarını finanse etmesiyle ilgili ifşaatları, güvenlik servislerimizin terörle mücadele için ellerinden gelen her şeyi yaptığını düşünen hepimizi şok edecek." (27)
- Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, 2022'de Ukrayna'yı işgali sonrası yaptırımların ardından Batı'yı 'Yalan İmparatorluğu' olarak nitelendirmiştir. (28)
Rusya, Japonya, Çin, Kore arasında yaşanan savaşlarda ve uzun geçmişinde Çin’in iç savaşları esnasında öldürülen on milyonlarca insandan da bahsetmek gerekebilir, ancak henüz onlara yönelik ‘hayranlık’ merkezli bir aşağılık duygusu tasarlanmamış ve Müslümanlara enjekte edilmemiştir.
Satanist Yahudilerin, İsrail’in ve MOSSAD’ın Holokost dahil bütün yalanlarını tek tek belgelemek için insanlık tarihini yeniden yazmak gerekiyor; ancak Müslümanlar için Kur’an, Tevrat’ı, Zebur’u ve İncil’i tahrif ederek en büyük yalanları bu kutsal kitaplara sokanların kim olduklarını tescil eden en büyük kanıttır.
Milattan çok önce İsrail Krallığı ile Yahuda Krallığı arasındaki savaşlarda öldürülen yüzbinlerce Yahudi’yi de unutmamak gerekir.
Kesin gerçekleri sadece Allah bilir, ancak kanıtladığımız gibi Müslümanlar, Hristiyan ve Yahudiler tarafından kendilerine uygulanan stratejik vahşetin kurbanları olarak fakir, gelişmemiş olabilirler, ancak asla Yahudiler ve Hristiyanlarla kıyaslanacak kadar yalancı, sözünü tutmayan, pasaklı, birbirini öldüren vahşi insanlar olamazlar.
Özellikle Müslüman gibi görünen -modern dindarlığının sembolü olarak sakalı veya başörtüsü olan ya da olmayan ve dindar olmayan/İslam’a düşman olan- insanların ve başka dinden oldukları halde içlerinde İslam ve Müslüman nefreti biriktiren insanların ‘Müslümanların yalancı, sözünü tutmayan, fakir, pasaklı, gelişmemiş, birbirini öldüren, vahşi insanlar; Hristiyanların ve Yahudilerin ise yalan söylemeyen, sözünü tutan, zengin, temiz, birbirine saygı duyan, gelişmiş ve medenî insanlar” olduğuna dair, gerçekten uzak, tamamen iftiralardan oluşan değişkenlerle dolu, derin ve şeytanî bir nefretten başka bir şey ifade etmeyen cümlelerin büyük yalanın bir parçası olduğunu kanıtladığımız gibi, Müslüman gibi görünen yalancıların cehaletlerinin ve aşağılık kompleksinin de bir sonucu olduğunu da kanıtlamış olduk.
Müslümanların incelikleri yaklaşık beş yüz yıllık Batılı vahşetin baskısı altındadır, Müslümanlar asla kaba insanlar değildirler ve merhametleri onları diğer insanlardan ayırır.
Kesin ve yalanlanamaz olan gerçek budur.
Not: Selçuklu, Osmanlı Devletleri dahil hiçbir Müslüman devlet, analizde ele alınan savaşlarda gerçekleşen sivil katliamlara benzer katliamlar yapmamıştır.
Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar
(2) https://en.wikipedia.org/wiki/Crusades
(3) https://en.wikipedia.org/wiki/Mongol_invasions_and_conquests
(4) https://www.se.edu/native-american/wp-content/uploads/sites/49/2019/09/A-NAS-2017-Proceedings-Smith.pdf
(5) https://en.wikipedia.org/wiki/Hundred_Years%27_War
(6) https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_wars_by_death_toll
(7) https://en.wikipedia.org/wiki/French_Wars_of_Religion
(8) https://en.wikipedia.org/wiki/Thirty_Years%27_War
(9) https://en.wikipedia.org/wiki/Napoleonic_Wars
(10) https://en.wikipedia.org/wiki/American_Civil_War
(11) https://en.wikipedia.org/wiki/List_of_wars_by_death_toll
(12) https://www.census.gov/history/pdf/reperes112018.pdf
(13) https://en.wikipedia.org/wiki/World_War_II_casualties#cite_note-1
(14) https://www.ncbi.nlm.nih.gov/pmc/articles/PMC4025972/
(15) https://en.wikipedia.org/wiki/Korean_War
(16) https://en.wikipedia.org/wiki/Vietnam_War
(17) https://en.wikipedia.org/wiki/Soviet%E2%80%93Afghan_War
(18) https://watson.brown.edu/costsofwar/costs/human/civilians/afghan
(19) https://watson.brown.edu/costsofwar/costs/human/civilians/iraqi
(20) https://www.arabnews.com/node/2476786/middle-east
(21) https://www.economist.com/middle-east-and-africa/2024/05/23/how-many-people-have-died-in-gaza
(22) https://www.aa.com.tr/tr/dunya/israilin-gazzedeki-nusayrat-multeci-kampina-duzenledigi-saldirilarda-olenlerin-sayisi-210a-yukseldi/3243691#
(23) https://www.populismstudies.org/Vocabulary/big-lie/
(24) https://www.amazon.com/Spies-Lies-Citizenship-Hunt-Criminals/dp/1612347274
(25) https://abcnews.go.com/Politics/story?id=7586530&page=1
(26) https://www.aclufl.org/en/news/cias-long-and-dangerous-history-refusing-answer-absurdly-obvious-questions
(27) https://www.amazon.com/Spies-Lies-Whistleblowers-Shayler-Affair/dp/185776952X
(28) https://www.reuters.com/world/putin-calls-west-an-empire-lies-after-sanctions-imposed-2022-02-28/ , https://news.un.org/en/story/2023/09/1141372
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.