1 Temmuz 2024 Pazartesi

SA10834/SD3166: Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar 21: İslam ve Kur'an Tartışmalarına Nesnel Bir Bakış

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Elimizde Kur’an gibi yanılmaz bir ölçü var; Allah’ın gönderdiği son kitap, ilahî kanunların insana son kez tebliğ edildiği korunmuş tek kitap."

İslam hakkındaki tartışmalar başlangıcından bu yana hiç bitmedi; tıpkı Yahudilik gibi, Hristiyanlık gibi. Bitecek gibi de görünmüyor. Çünkü insanlığa başından beri gönderilen tek din İslam’dı; Allah’ın elçisi İbrahim ile yeniden aslına döndürüldü, tartışıldı putperestlik oldu, Allah’ın Elçisi Musa ile yeniden aslına döndürüldü, tartışıldı Yahudilik oldu; Allah’ın elçisi İsa ile yeniden aslına döndürüldü, tartışıldı bu kez Hristiyanlık oldu. Allah’ın son elçisi Muhammed ile yeniden ve son kez aslına döndürüldü, Allah’ın elçisinin vefatından hemen sonra tartışıldı ve birçok mezhebe ayrılarak tanınmaz hâle geldi.

Peki şimdi ne yapacağız? 

Sadece İslam’ı anlatan Tevrat, Zebur ve İncil tahrif edildi, ancak Kur’an tahrif edilmeden duruyor; insanlığın bütün tartışmalarını bitirecek kadar sağlam ve sadece İslam’ı dosdoğru anlatacak tek kaynak olarak bizi bekliyor.

Biz şimdi bizden öncekiler gibi, İslam’ı tartışacak mıyız? 

Ya da biz şimdi İslam’ı bizden öncekiler gibi mi tartışacağız?

Biz şimdi bizden öncekiler gibi, Kur’an’ı tartışacak mıyız?

Ya da biz şimdi Kur’an’ı bizden öncekiler gibi mi tartışacağız?

Önce buna karar vermeliyiz. Tartışılmaz olanı tartışmak onu bozmayı hedefler her zaman. Allah’ın kesin olarak bizi hesaba çekeceğini beyan ettiği bir kitabı ve bütün içeriğini ya da herhangi bir içeriğini tartışmamızın başka bir amacı olamaz. Tartışmak kuşku uyandırmak ve alternatif aramaya başlamak demektir. Diğer üç kitap böyle bozuldu çünkü.

İnsan beyazın ‘beyaz’ olup olmadığını neden tartışır? Apaçık bir şekilde ve herkes tarafından beyaz olarak görülen bir renk neden tartışılır? Elbette beyaza başka bir ad vermek ve ona ‘beyaz’ dememek için; yani onu kendi adıyla değil de başka bir adla tanımak ve tanıtmak için. Beyaz’a ‘beyaz’ denmesi onları rahatsız etmektedir.

Allah’ın gönderdiği bir kitabın, Allah tarafından gönderildiği için tartışılmaz olduğu gerçeği de böyle değil midir? 

İnsan tarafından üretilmiş ve kanun denilerek dokunulmaz bir hale getirilmiş basit herhangi bir fizik teorisini tartışmaya herkesin cesaret edemediğini, konuyla ilgili bilgisi olmayan insanların bu teorileri neredeyse ilahî bir kanun gibi kabul ettiğini bildiğimiz halde, ilahî kanunları dilediğimiz bir şekilde tartışmaya kalkmamız inanılır gibi değil.

Oysa Fizik kanunlarının tamamı göreli olarak ispatlanmış birer teoriden başka bir şey değildirler ve çürüyene kadar geçici olarak kanun muamelesi görürler. Oysa ilahî kanunların böyle zaafları da yoktur.

Bir insan hangi cesaret ve akılla evreni ve kendisini yaratan Allah’ın gönderdiği bir kitabı, kitabın bütün veya kısmî içeriğini tartışmaya kalkabilir?

Elbette onu değiştirmek isteyenler, onda çelişki olduğunu iddia edip ilahî kanunlara karşı çıkmak ve onların yerine ataları gibi kendi istedikleri şeyleri kanun olarak ileri sürmek isteyenler Allah’ın kitabını ve içeriğini ürettikleri şüpheyle tartışmak isterler.

İslam’ı tartışmak Kur’an’ı tartışmak mıdır peki?

Ya da Kur’an’ı tartışmak İslam’ı tartışmak mıdır?

Kur’an’ı tartışmak İslam’ı tartışmaktır kesin olarak. 

Biz şimdi bizden öncekiler gibi davranmayacağız ve Kur’an’ı tartışmayacağız; tartışmayacağımız için onlar gibi de tartışmış olmayacağız.

Ancak İslam’ı tartışmak başka bir konudur; Allah’ın indirdiği saf İslam Kur’an’dadır ve bu asla tartışılamaz.

Biz şimdi bizden öncekiler gibi davranmayacak ve İslam’ı tartışmayacağız.

Ancak biz şimdi Kur’an’ın anlattığı İslam’dan başka bir şeye dönüştürülmüş olan ve adına İslam denen dini bizden öncekiler gibi tartışmayacağız, biz bizden öncekilerin kasıtlı ya da kasıtsız hatalarından ders çıkararak ve Kur’an’ın aklına ve kanunlarına uygun olarak adına İslam denen ancak İslam’dan çok daha başka şeye dönüştürülen dini tartışacağız.

Elimizde Kur’an gibi yanılmaz bir ölçü var; Allah’ın gönderdiği son kitap, ilahî kanunların insana son kez tebliğ edildiği korunmuş tek kitap.

O halde önümüzde tek yol var; bugün Yahudilik, Hristiyanlık gibi ritüellere ve iftiralara boğulmuş ve Kur'an'a hapsedilerek insanlara umut veremez hale getirilmiş olan dini gerçekten ‘İslam dini’ olarak tanımlayabilmek için tartışmak zorundayız.

Aklın bize gösterdiği tek nesnel yol budur.

Eğer Allah’a inanıyorsak, Allah’ın bize gösterdiği bundan başka bir yol yoktur.

Ve bunu yapmak da Allah’ın kitabının değişmemiş olduğunu bilen ve ona inanan Müslümanların hakkıdır; Kur’an’dan şüphe duyan münafıkların değil. 

Müşriklerin hiç değil, uydurdukları şeylerle dini bozup kendilerine Ehl-i Sünnet diyen iki yüzlü Sufizm dininin müntesiplerinin hiç değil.


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 01.07.2024, Sonsuz Ark, Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar


Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

    

Seçkin Deniz Twitter Akışı