Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
"Bilgi çağında yaşadığımız bugün insanlığın bu kadar çok şey bildiği halde bu kadar çok aşağılanmaya, aldatılmaya, istismara, tacize, tecavüze, katliamlara, soykırımlara maruz kalmasının tek sebebi manipüle edilmiş bilgi ile beslenmesidir. "
Öncelikle sorulması gereken soru şu olmalıdır: ‘Doğru ve kesin bilgiye ihtiyaç duyuyor musunuz?’
İhtiyaç duymadığınız bir bilgiyi öğrenmek için çaba sarf etmek istemezsiniz. Bu ihtiyacın ‘doğal bir ihtiyaç’ mı, kasıtlı olarak oluşturulmuş ‘algısal bir ihtiyaç’ mı olduğunun hiçbir önemi yoktur. Öğrenme ihtiyacınız sizi bilgiye doğru sürükler; bu kaçınılmaz bir süreçtir.
Bilgiye doğru sürüklendiğinizde karşınıza çıkacak olan bilginin ‘doğru ve kesin bilgi’ olup olmadığını sorgulamayı alışkanlık haline getirenler dışında herkes sözlü kaynaklarda, basılı ya da dijital materyallerde ulaştığı ilk bilgi ile yetinmeyi seçer. İşte bu, insanın öğrenme ihtiyacının istismar edildiği bölgede bulunduğumuza işaret eden, sürüklenmeden sonraki ikincil davranıştır.
Genellikle kasıtlı olarak oluşturulmuş -gerçekte doğal olmayan- algısal ihtiyaçlar için üretilen yanlış ve şüpheli bilginin ardıl iki sıradan insan davranışına göre tasarlandığı ve bu bilginin ilk ulaşılabilir bilgi olması için gerekli olan düzeneklerin de sağlandığı artık kuşku götürmez bir şekilde ortadadır- Bu gerçeği, yayınevlerinin, görsel ve işitsel medyanın, internet arama motorlarının, sosyal medya portallarının bu sürüklenmede teknik olarak kullanılan birer araç olduğu deneyimi ışığında değerlendirebilirsiniz-
Doğru ve kesin bilgiye ihtiyaç duyma hassasiyetlerinizin yetersizliği sizi bilgi manipülasyonu için hazır bir kurban haline getirmektedir. Bilgi zihinsel işletim sisteminizin hammaddesidir ve bilginin kalitesi düşüncelerinizin ve davranışlarınızın sağlığını doğrudan etkiler.
Doğru ve kesin bilgi ile alacağınız yol, aldatılmanızı ve şeytanî hesaplar için kullanılabilir olma kapasitenizi sınırlar. Yanlış ve şüpheli bilgi ise, -siz istemeseniz de- sizi gerçekten ve doğru davranışlardan uzaklaştırır; pişman olduğunuz ya da olacağınız düşünceler ve tutumlarla yaşayan ‘ahmak’ bir varlık haline gelirsiniz.
Bilgi çağında yaşadığımız bugün insanlığın bu kadar çok şey bildiği halde bu kadar çok aşağılanmaya, aldatılmaya, istismara, tacize, tecavüze, katliamlara, soykırımlara maruz kalmasının tek sebebi manipüle edilmiş bilgi ile beslenmesidir.
Dünya’nın her ülkesinde her ırktan ve her dinden birçok insanın yavaş yavaş kavradığı ve sosyal medya aracılığı ile birbirlerine ulaştırdığı doğru ve kesin bilgi ile alınan yol maalesef yanlış ve şüpheli bilgi ile alınan yol kadar uzun, geniş, sürekli ve etkili değildir.
Big Media karşısında hepimiz ne kadar çabalasak da yeterince güçlü olamayacağız; bütün insanlık yanlış ve şüpheli bilgi ile aldatılmaya devam ederken biz çok geriden gelmek zorunda kalıyoruz.
Doğru ve kesin bilgi artık insanlığın sahip olduğu ‘din bilgisi ve kültürü’nde yer almıyor. Yahudiliğin, Hristiyanlığın ana kaynaklarının insanlığın doğru ve kesin bilgi ihtiyacını gidermediğini açıkça kanıtladığı bu yüzyılda, İslam’ın ana kaynaklarından sağlandığı iddia edilen bilginin de doğru ve kesin olduğuna dair iddialarda bulunmak artık Müslümanların yaşadığı zihinsel sefaletin derinliği dolayısıyla zorlaşmıştır.
İnsanlığın bütün olarak yaşadığı kaosun kanıtlı tek sebebi modern ve teknolojik aklın ihtiyaç duyduğu ‘doğru ve kesin bilgi yetersizliği’dir. İnsanın neden var olduğuna dair doğru ve kesin bilgiye sahip olmayan ve insan için ideal bir hayat felsefesi üretemeyen Batı kaynaklı medeniyetin insanın bilgi ihtiyacını yönlendirmesi ve istismar etmesi sonsuza dek sürecek bir kaos olamaz. İnsan yaratılışı gereği bu kaosa karşı çıkacaktır.
‘Tanrı’ algısına yönelik şeytanî saldırıların, bir ‘Tanrı’dan gelen veya gelmiş olan doğru ve kesin bilgiye olan ihtiyacı ortadan kaldırmaya yönelik olduğu gerçeği her geçen gün kendisini daha iyi hissettirmektedir.
İşte bu noktada doğru ve kesin bilgiye olan ihtiyacımızın bizi götüreceği tek korunmuş ilahî kaynak olarak Kur’an’ı anlama ihtiyacımızın ne kadar acil ve büyük olduğunu fark etmek zorundayız; yanlış, şüpheli ve istismar edilmiş bilgi ile yüklü Tevrat ya da İncil değil, sadece Kur’an.
Tevrat ve İncil’in de kasıtlı olarak oluşturulmuş ‘algısal ihtiyaçlar’ için üretilen yanlış ve şüpheli bilgi içerdiğini ve bu içeriğin doğurduğu ve beslediği zihinsel kaosun Yahudiler ve Hristiyanlar için ne tür felaketler ürettiğini, kiliseden ya da havradan kaçarak tasarladıkları ve uyguladıkları seküler ve laik sistemlerin insanlık için nasıl bir cehennem inşa ettiğini açık bir şekilde görüyoruz.
Bir tanrı, din ve ahlak algısı olmayan, insanın cinsel dokunulmazlığını istismar ederek onu insanlık dışı tutum ve davranışlara kışkırtan ve kendi çocuğunu şeytanî amaçların ve hazların birer nesnesi haline getiren batılı insan gibi doğulu insan da, Müslüman olduğunu düşünen ve iddia eden insan da artık korkunç bir tehditle karşı karşıya olduğunu anlamak zorundadır.
Eğer doğru ve kesin bilgiye olan ihtiyacınızın farkındaysanız, hangi dinden, ırktan ya da kültürden olursanız olun doğru ve kesin bilgiye ulaşma olasılığınızın bir tek yolla mümkün olduğunu da fark edersiniz.
Kur’an’ı anlama ihtiyacınız, doğal öğrenme ihtiyacınızın ikincil adımı olacaktır. Kur’an’ı anlamanın önündeki engelleri giderme ihtiyacınız da sonraki adımlarınızı doğuracaktır. Çünkü Kur’an insana insan tarafından anlaşılması için gönderilen doğru ve kesin bilgiyi içermektedir.
O halde asıl sorumuzu sorabiliriz:
Doğru ve kesin bilgi için Kur’an’ı anlama ihtiyacınız var mı?’
Nezdîra | Nesnel Dokunuşlar
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.