30 Ekim 2024 Çarşamba

SA11057/SD3300: Mıra | Öznel Şeyler 38: Ve O, Laneti Hak Etmiştir

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Baktınız ya da bakışlarınızı ve düşüncelerinizi kaçırdınız..."

Henüz ayakta durabilen bir bebeğin yıkıntıların arasındaki küçük bir boşluktan görünen, toz-toprakla sıvanmış yüzüne baktınız mı hiç? 

Ya da onun fotoğrafını çeken kişiye bakarken nasıl gülümsediğini gördüğünüzde içinizden kopan fırtınalarla baş başa kaldınız mı?

Onun gülümseyen o masum gözlerinin gerisindeki masum düşüncelerde gezindiniz mi?

Onun olan biteni anlamlandıracak bir zihinsel yapısının henüz oluşmadığını, birazdan yıkıntıların arasında ölse bile, ölümü ve hayatı ayırt edemediği için bunun onun için hiçbir anlam taşımayacağını, sadece kendisine gülümseyen birine gülümsemeyi öğrenmiş olduğu için artık gülümsemeyeceğini fark ettiniz mi?

Bu görüntüden başka bir görüntüye taşımalıyım düşüncelerinizi... 

Yıkılan evlerinin altında kalan annesi, babası ve diğer aile büyükleri dahil herkes öldüğü için küçük kardeşini sırtına alarak belirsiz bir boşluğa doğru yürüyen altı-yedi yaşlarındaki bir kız çocuğunun yorgunluktan neredeyse yere düşecek olmasına rağmen direnerek yürüdüğü anlara... kendisine ve kardeşine bir yudum su bulabilmek için çırpındığı o kahredici dakikalara.

Ya da başka bir görüntüye doğru çekilmeli dikkatiniz...

Paramparça olmuş oğlunun ulaşabildiği parçalarını ellerinde tutarak göğe doğru haykıran bir kadına... 

Karısını ve yeni doğmuş ikiz bebeklerini ölüme veren bir adamın göğsündeki patlamaları zorla tuttuğu o yürek parçalayan zamanlara...

Görüntülerle iç içe olan başka şeylere, mesela kokulara dikkat ettiniz mi hiç, okuduğunuz metinlerden, izlediğiniz görüntülerden alamadığınız..

Binlerce ölünün günlerce sokaklarda, caddelerde, evlerde, çarşılarda, tarlalarda kaldığı, koktuğu ve çürüdüğü zamanlarda etrafa yayılan o kokuya... o kokuyla yaşayan, yaşamak zorunda kalan küçük-büyük, erkek-kadın binlerce, yüz binlerce insanın ruhundaki korkudan uzak yılgınlığa...

Ve sonra gömülmemiş insan cesetlerinden beslenen sokak köpeklerine baktınız mı hiç?

Baktınız ya da bakışlarınızı ve düşüncelerinizi kaçırdınız...

Eğer bu bir doğal afet ise içinizden kopup gelen feryatlar Allah’ın gücüne tutunacak kadar içten olurdu, ama ya afet değilse, ya bir katliamsa, ya bir soykırımsa? 

Depremlerden, kasırgalardan ve sellerden arta kalanlarla, insanın ürettiği vahşetin sonrasında arta kalanlar, - görüntüler, kokular ve maruz kalanların bireysel duyguları- birbirine benzer görünseler de, asla birbirine benzemezler.

Asla benzemezler çünkü yaşananlar afetlerin sonuçları değildir, milyarlarca insanın gözü önünde yaşanan ve hiç kimsenin engel olmadığı bir vahşettir, soykırımdır, katliamdır; afet sonrası yaşanan hiçbir şeye benzemeyen... 

Bu yüzden İsrail’in Gazze’de yaptığı her şey, insanlığın yaşattığı ve yaşadığı aşağılık bir vahşetin sonucudur; İsrail’in ve ona destek veren Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Avrupa ülkelerinin yaptıkları bugüne dek görüntülenen ya da görüntülenmeyen hiçbir vahşete benzememektedir.

Çünkü insanlık hiçbir şeye anlam veremeyen yıkıntıların arasındaki o masum bebek değildir, çünkü o bu vahşette olan biten her şeyin sağlayıcısı ve sorumlusu olduğunu bilecek kadar aşağılık bir maziye sahiptir, bebeğin, çocuğun, kadının, yaşlının masumiyetini koruyamadığı için masumiyetini kaybetmiştir.

Ve o, laneti hak etmiştir.

Artık Allah'ın masumları koruması için dua etmekten başka çaresi kalmayan acizlerin de ağlayacak yüzü kalmamıştır.

<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 30.10.2024, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

Seçkin Deniz Twitter Akışı