24 Kasım 2024 Pazar

SA11106/SD3324: Sıkıntı (Roman); 9. Bölüm-Irmak 28

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Ankara yolculuğuma başlarken ‘Sıkıntı’nın akışına dahil ettiğim bu analizde, 2013 Mayıs ve Haziran aylarında Erdoğan’ı illegal bir şekilde devirmek üzere organize edilen ‘Gezi Terörü’nde bir araya gelen birbirine düşman yapıları hatırlıyor ve yaşadıklarımızın gerçek fotoğrafını görebiliyordum."

Terry Melanson’ın, Türkiye’deki ve dünyanın her yerindeki türlerini de doğrudan berraklaştıran, ABD derin devlet sisteminin kontrolündeki ‘Küresel Sol’u yaygınlaştıran en etkili istihbarat örgütlerini, siyasi partileri, vakıfları, vakıfların finanse ettiği düşünce kuruluşlarını, medya organlarını ve bunların parayla ilişkilerini, insan hakları maskesiyle yürüttükleri operasyonları bir zincirin ana halkaları gibi dizip göstermesi gerçekten takdir edilmesi gereken bir çabanın sonucuydu:

“Gazeteci Bob Feldman, şok edici araştırma raporu ‘The Left Gatekeepers- Sol'un Kapı Bekçileri’nde, CIA, CFR (Council on Foreign Relations-Dış İlişkiler Konseyi), Trilateral Comission (Üçlü Komisyon) ve hatta Michael Moore'un Fahrenheit 9/11 filminde yer alan ve GHW Bush, Suudi kraliyet ailesi ve bir zamanlar Bin Ladin ailesinin de ortak olduğu silah ticareti yapan 'yatırım fonu' Carlyle Group ile bağları bilinen büyük vakıflardan önemli miktarda fon alan sözde 'Sol' aktivist ve medya kuruluşlarını araştırdı.” diyordu Melanson ve bu araştırmanın ayrıntılarını veriyordu:

“Vakıfların yapısı, bu kuruluşlar tarafından kurumsal ve kişisel serveti politika oluşturma sürecine aktarmak için kullanılmaktadır. Vakıflar vergiden muaftır ve vakıflara yapılan katkılar federal kurumsal ve bireysel gelir vergilerinden düşülebilir. Vakıfların kendileri federal gelir vergisine tabi değildir ve normalde bu gerekli vergileri ödemeye gidecek yüz milyarlarca dolarlık parayı kontrol etmektedirler.”

İnsana ve insanlığa komplo kuran bu şeytanî yapılanmanın Türkiye’deki kullanışlı aparatları da benzerleri gibi ülkelerine, inançlarına ve değerlerine ihanet ediyorlardı.

“Feldman soruyor” diye yazıyordu Terry Melanson:

"Halkın çıkarlarına, ifşa etmeleri gereken egemen sınıfın kurumları tarafından sübvanse edilen 'muhalifler' tarafından mı hizmet ediliyor? Bu durum, Sol müesses nizamın komplo araştırmacılarına karşı yürüttüğü ideolojik savaşın ve yönetici elitin iç güç yapılarına ve komplolarına yakından bakmayan, giderek sulandırılmış bir analitik görüşü benimsemesinin ardındaki motivasyonlar hakkında ne söylüyor?"

ABD hükümetinin ‘sürekli savaş ve imparatorluk kurma politikasına’ karşı çıkan bin üç yüzden fazla uluslararası ve ABD merkezli kuruluştan oluşan ve ‘UFPJ (United For Peace and Justice-Barış ve Adalet İçin Birlik) koalisyonunu.yorumluyordu:

“Feldman'ın tanımladığı bu 'muhaliflerin' çoğu  UFPJ yönetim kurulu üyesidir ve özellikle önde gelen barış aktivisti Medea Benjamin ve şu anda UFPJ'nin ulusal direktörü olan ünlü nükleer karşıtı aktivist Leslie Cagan'dan bahsetmektedir.

Medea Benjamin ve Kevin Danaher 1988’de uluslararası insan hakları örgütü Global Exchange'i kurdular. Bu süre zarfında savaş ve Neoliberalizm -daha yaygın olarak bilinen adıyla kurumsal küreselleşme- hakkındaki görüşlerini sürekli olarak açık ve net bir şekilde dile getirdiler. Entelektüel keskinlikleri ve tanınmış korkusuzlukları, Benjamin'in medya becerisi ve MacArthur Vakfı ve milyarder finansçı George Soros gibi daha önde gelen hayırseverleri aracılığıyla kendilerine sağlanan erişim sayesinde, ilerici siyasette yüksek düzeyde görünürlük elde ettiler.”

İlişkiler ağını dikkatle izlemişti Melanson ve hiç atlamadan olup bitenleri anlatıyordu:

“Benjamin, Cumhuriyetçi ve Demokrat Kongrelerindeki iyi duyurulmuş medya gösterileri, FCC (Federal Communications Commission- Federal İletişim Kurumu) ve Kongre oturumlarını aksatması ve Irak ve Afgan halkının çektiği acıları sergilemek için sık sık Orta Doğu'ya yaptığı seyahatlerle ‘savaş karşıtı’ hareketin önde gelen isimlerinden biri olarak hızla isim yaptı. Ayrıca tanınmış ‘ilerici’ liderlere, ünlülere ve gazetecilere olan yakınlığından da faydalanmaktadır. 

Code Pink Women for Peace- Barış için Pembe Kod Kadınları ve Danaher'in Green Festivals-Yeşil Festivalleri ile birlikte Global Exchange, aktivist dünyasında muazzam bir ‘sokak kredisi’ kazanarak daha geniş barış ve adalet topluluğunda önemli bir pazar payına sahip oldu.

Benjamin ayrıca 2000 yılında Kaliforniya senatörlüğü için adaylığını koyduğu Amerika Birleşik Devletleri Yeşiller Partisi içinde ve yönetim kurulunda yer aldığı ve tartışmasız en etkili üyesi olduğu savaş karşıtı şemsiye grup UFPJ içinde de orantısız bir ağırlığa sahiptir. Bunun bir kanıtı olarak Benjamin ve Global Exchange/Code Pink kadrosu, UFPJ tarafından Şubat Asamblesi'nde kabul edilen beş öneriden üçünün yazarlarıydı.

Ancak 2004 Başkanlık kampanyası sırasında Benjamin'in mesajı ve tonu dramatik bir şekilde ‘ABB’ hareketine (Anyone But Bush- Bush Dışında Herkes) dönüşmeye başladı. O ve bir zamanlar yüz on üç üyeli "Nader 2000 Yurttaş Komitesi"ni oluşturan seksen önde gelen lider, savaş karşıtı Nader'i aday olmamaya çağıran bir dilekçe sundu ve bunun yerine savaş yanlısı Demokrat Parti adayı John Kerry'yi destekledi.

Milwaukee'de yapılan Yeşil Parti Ulusal Kongresinde Benjamin, ‘güvenli eyalet’ adayı David Cobb için yoğun bir kampanya yürüttü; kendisi de ABB hareketinin içindeydi ve hatta başlangıçta salıncak eyaletlerde aday olmayacağına söz vermişti, ancak şimdi bunu reddediyordu. Benjamin Yeşilleri, Nader'i aday göstermemeleri ya da kendisi ve aday arkadaşı Peter Camejo'nun partiden açıkça talep ettiği resmi desteği vermemeleri için ikna etti.

ABB'nin lehte ve aleyhteki argümanları uzun uzadıya tartışıldı ve pek çok kişi artık bu konuyu önemli bulmuyor. Ancak, Amerikan savaş politikasının iki partili bir program olmasına rağmen, UFPJ'nin nasıl ABB'ye dönüştüğü ve o zamandan beri kendisini sadece Bush Yönetimine ve onun rakibi Neo-Muhafazakâr harekete saldırmak için çalışan partizan politikalara bulaşmış bulduğu düşünüldüğünde bunlar önemlidir.”

Ankara yolculuğuma başlarken ‘Sıkıntı’nın akışına dahil ettiğim bu analizde, 2013 Mayıs ve Haziran aylarında Erdoğan’ı illegal bir şekilde devirmek üzere organize edilen ‘Gezi Terörü’nde bir araya gelen birbirine düşman yapıları hatırlıyor ve yaşadıklarımızın gerçek fotoğrafını görebiliyordum:

“Leslie Cagan'ın Pacifica Vakfı, Rockefeller Vakfı, Corporation for Public Broadcasting (PBS kanalı kısa bir süre önce "Sağ Kanat darbesi" olarak nitelendirilen bir olayla ele geçirildi), Rockefeller tarafından finanse edilen Working Assets grubu ve her yerde bulunan George Soros tarafından finanse edilmektedir. PBS gibi Pacifica Network de kısa bir süre önce bir devir dramı yaşadı.

Yönetim Kurulu üyelerinden oluşan bir çetenin kanalı merkez-ana akım şirket çıkarlarına satmaya çalıştığı yer. Cagan'ın ayrıca, Astraea olarak bilinen bir Lezbiyen savunma grubu aracılığıyla kendisine para aktaran sağcı Ford Vakfı ile de bağlantılı olduğu bildiriliyor.”

Türkiye’de de ABD ve Avrupa kaynaklı fonlarla beslenen medya kuruluşlarının ve vakıfların varlığını bilenler için ne kadar tanıdık geliyordu her şey:

“Kendisini ‘sonuç alan’, ‘ülkenin en büyük taban barış grubu’ olarak tanımlayan Peace Action, kısmen Working Assets hibesi ile finanse edilmektedir. Hem Peace Action hem de Working Assets, UFPJ'ye 2003 yılı işletme bütçesi için toplam 45.000 dolar verdi (UFPJ'nin mali tablolarını yayınladığı son yıl, yasa gereği her yıl bunu yapmak zorundalar). UFPJ ayrıca Amerika Birleşik Devletleri'ndeki sosyal adalet vakıflarından oluşan ve ilerici örgütlere para veren bir ağ olan Funding Exchange'den de 151.000 dolarlık bir hibe aldı.

Aktivist topluluklarda bu fon kaynaklarının farkında olan pek çok kişiyi öfkelendiren şey, bu sözde ‘muhaliflerin’, savaş üreten kurumların bir parçası olarak sahip oldukları uzun ve hacimli geçmiş göz önüne alındığında, bu vakıflardan para almayı kabul etmeleridir.” 


<<Önceki                      Sonraki>>


[23.11.2024, (9/57 (785))]


Seçkin Deniz, 24.11.2024, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

     

Seçkin Deniz Twitter Akışı