4 Aralık 2024 Çarşamba

SA11127/SD3335: Mıra | Öznel Şeyler 43: ‘Ben İnsan mıyım?’

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"İnsanların bizi insan olarak görüp görmediklerini ölçebileceğimiz temel bir ölçek, bir standart olmalı, diye düşünüyorum. Olmalı, evet; aksi halde düzeltme fırsatı bulabileceğimiz anlam zeminimiz bozuk olmakla kalmayacak tamamen yok olacak."

İnsanın insana reva gördüğü vahşetin her türlüsüne şahit olduğumuz bu çağda aklıma takılan sorulardan biri, bütün sorunların kaynağını görmem için beni zorluyor.

Sık sık düşündüğüm için bu soruyu size de sormak istiyorum:

‘İnsan, kendisine güven duyulmadığında ya da güven duyulamayacak hale geldiğinde insan mıdır?’

Çok basit bir soru bu. Bu soruyu kendinize sorabilirsiniz ve kendinize bakarak cevaplayabilirsiniz.

Belki de bu soruyu doğrudan size sormam gerekir, kendime sorduğum gibi:

‘Siz, güvenilir, kendisinden emin olunan bir insan mısınız?’

Hiç kimseyi doğrudan suçlayarak sormuyorum sorularımı. ‘Hepimiz insan olarak yaratıldık, insan olarak yaşamaya devam ediyor muyuz?’, gibi basit bir form soruşturması bu. Şu andaki biz hangi formdayız? Doğduğumuz gibi insan formunda mıyız, çevremizdeki her insan bizi insan olarak mı görüyor? 

Sorularımı doğuran bozuk anlam zemininde geziniyorum. İnsanların yazdığı kitapları, bir araya gelerek çıkardığı kanunları bu bozuk anlam zemininin temel sorumluları olarak gördüğümü de söyleyebilirim.

İnsanların bizi insan olarak görüp görmediklerini ölçebileceğimiz temel bir ölçek, bir standart olmalı, diye düşünüyorum. Olmalı, evet; aksi halde düzeltme fırsatı bulabileceğimiz anlam zeminimiz bozuk olmakla kalmayacak tamamen yok olacak. En azından şimdilik insan formunda olanların varlığını esas alarak düşünebilme imkânına sahibiz, bir yüz yıl sonra bu imkâna da sahip olamayabiliriz.

İnsan formu, doğduğu anda nasıl bir başkasına zarar vermemek üzere, merhamete, güvene ve ilgiye muhtaç bir şekilde dünyaya geldiğimizin bir kanıtıysa, bir başkasına zarar vermemek üzere, merhametin ve güvenin eşlik ettiği bir ilgiyle insanlara yaklaşmamız da bizim insan formuna uygun bir şekilde yaşadığımızın bir kanıtı olarak değerlendirilebilir.

Elbette başka bakış açıları da, bize ‘ne yaparsa yapsın insan insandır’ diyebilir, insanın insan olarak yapabileceği şeylerin şu ana dek yaptığı şeylerle sınırlı olduğunu, bu şeylerin insanın insan olmasına bağlı olarak gerçekleştiğini iddia edebilir; hatta bu iddiaları kanıtlayabilir de. 

Ve ‘güvenilmez insan’ın da ‘insan’ olduğunu görmemize yardım edebilir bu bakış açıları. İnsanı nefret edilecek bir yaratık olarak tasvir edebilir. Çünkü insan kendisini de canavarlaştıracak niteliklere sahip olarak yaratılmıştır.

İşte zaten bozuk anlam zemini dediğim şey de tam olarak budur. Kendisini böyle yarattığı için Allah’ı suçlayacak kadar ileri giden insanın, kendisini yaratan Allah’ın sınırlarını çizdiği ve standartlarını belirlediği anlam zeminini bozmaması beklenebilir mi?

Gönderilen ilahî kitapların neden insanlar tarafından bozulduğunu ve onların yerine milyonlarca kitap yazıldığını hiç düşündünüz mü? İnsanın bir başkasına zarar vermemesi için çıkarılan, ancak başarılı oldukları söylenemeyecek olan laik kanunları görüyor musunuz?

Elçiler aracılığıyla gönderilen kitaplar insanın insan formuna uygun bir şekilde yaşaması için gerekli ve zorunlu standartları belirliyordu. Allah, gönderdiği son elçi Muhammed’le artık değiştirilmesi imkânsız bir kitap da göndermişti. İnsanın insan olarak kalması için gerekli olan standartların korunması gerekiyordu çünkü... insan ancak kendisini yaratan gücün çizdiği sınırları aşmadığında insan kalabiliyordu, güvenilir olabiliyordu.

İnsanın bir başka insana neden ‘hayvan’ dediğini aklınızda tutarak sorduğum sorunun cevabını yeniden düşünmenizi istiyorum:

‘İnsan, kendisine güven duyulmadığında ya da güven duyulamayacak hale geldiğinde insan mıdır?’

Eğer bir insana diğer insanlara ve çevresine verdiği zararlardan dolayı ‘hayvan’ denebiliyorsa, bunun gerekçesi güvenilmez oluşu değil midir? Kendisine ‘hayvan’ denilmesi insanın insandan beklenen davranışların dışına çıkmış olduğunun kanıtı değil midir?

‘Yeryüzündeki bütün sorunların kaynağı, kaybettiği ya da bozduğu anlam zemininde insanın insan olmaktan çıkmasıdır ve artık güvenilir olmamasıdır’ diyebilir miyiz?

İnsan olmanın anlam zeminini yeniden algılamalıyız, yorumlamalıyız ve kendimize aynı soruyu hayatımız boyunca sormalıyız:

‘Ben, güvenilir, kendisinden emin olunan bir insan mıyım?’

Ya da belki soruyu daha da kısaltabiliriz:

‘Ben İnsan mıyım?’


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 04.12.2024, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

Seçkin Deniz Twitter Akışı