1 Şubat 2025 Cumartesi

SA11242/SD3393: Sıkıntı (Roman); 10. Bölüm-Deniz 17

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Medyadaki operasyon aparatları da ustalıkla çalışıyordu. FETÖ, polisin uyguladığı orantısız şiddeti başlatarak söylem alanı açmıştı efendileri için."

Otuz yaşında, genç bir sistem mühendisi olarak çalışıyordum 2013’te; girişimciydim, yatırım yapıyordum kendi geleceğime ve ülkeme. Şu anda çalıştığım yerli şirketlerin birçoğu ile o zamanlarda ilk anlaşmalarımı yapıyordum ve yabancı şirketlerle iletişim halindeydim. Türkiye’nin nasıl büyüdüğünü gözlerimle görüyordum. 

Gezi Terörünü dikkatle izliyordum; hafızamdaki yakın tarih o kadar çok veri ile doluydu ki, Küresel Sistemin çalışma biçimine dair net bakış açılarım o zamanlarda oluşmuştu.

Cevval’in biraz da ‘öğrenilmiş çaresizlik’le donatılmış yaklaşımı, Mahir’in ‘tepkisel’ tutumları ve kaynayan bir cadı kazanı olarak muhalif medya-sermaye-siyaset-cemaatler ve legal-illegal örgütler ile sivil toplum kuruluşları adı altında organize edilen yapılar arasındaki ilişkiler iş ilişkilerimi de etkilemeye başlamıştı.

Tarihten gerekli dersleri çıkarıyor, analizler yapıyor ve yakın çevremle, iş ilişkilerim dolayısıyla gittiğim her yerde yazılı ve sözlü olarak açık yüreklilikle paylaşıyordum. Türkiye durdurulamayacaktı. O gün yaptığım analizleri ciddiye alanlar ve gelecek projeksiyonlarını Erdoğan merkezli olarak yeniden güncelleyenler, altı yıl sonra bugün dünyanın sayılı şirketleri arasına girmişlerdi.

Erdoğan ‘Küresel Sistem’e meydan okuyordu ve ben onu yalnız bırakamazdım:

‘Deniz Yazarı’nın yaşanan ânı somutlaştıran notlarının birçoğuna gün gün, saat saat tanıklık etmiş ve hemen hemen aynı şekilde yorumlamıştım.

ABD’nin Gezi Terörü’nün komuta merkezi olduğu, Avrupa Birliği’nin de kuluçka ve destek merkezi olarak çalıştığı gerçeği kuşku götürmez bir şekilde ortadaydı:

“Ancak CNNTürk’ün haberine göre, Türk Amerikan Konseyi, Türkiye'nin Amerikalı Dostları, Türk Amerikan İş Konseyi ve Dış Ekonomik İlişkiler Konseyi'nin 32. yıllık konferansında ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, Türkiye’nin Ekonomik gelişiminin demokrasiyi gerilettiğini ima ederek, Beyaz Saray’ın sert tutumunu sürdürmüştü” diyordu ‘Bekçi’ ve Biden’ın konuşmasını ekliyordu:

"Türkiye’nin geleceği Türkiye halkına aittir, başka hiçbir kimseye değil. Ama ABD sonuca kayıtsız kalacak gibi görünmeyecektir. Bugünün Türkiyesi, seçimlerin galibini kuvvetlendiren ama muhalifleri de koruma altına alarak, demokrasi ile ekonomik gelişmenin arasında bir seçim yapılmasına gerek olmadığını gösterme şansına sahiptir. Polisin aşırı güç kullanımının bazı esnalarda ortaya çıkmasından çok endişeliyiz ve tam kapsamlı bir soruşturma çağrılarına destek veriyoruz. Aynı zamanda Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve diğerlerinin durumu yatıştırmaya dönük çabalarını memnuniyetle karşılıyoruz. Bunun ülkeye etkisinin olacağından umutluyuz ve olumlu bir adım olduğunu düşünüyoruz."

Medyadaki operasyon aparatları da ustalıkla çalışıyordu. FETÖ, polisin uyguladığı orantısız şiddeti başlatarak söylem alanı açmıştı efendileri için.

“Muhalif CNNTürk, Biden’in konuşmasını keserek ve seçerek vermiş, aynı toplantıda konuşan Başbakan yardımcısı Ali Babacan’ın söylediklerini atlamıştı. Bu toplantının UsaSabah’taki haberi çok daha farklıydı.” diyordu ‘Deniz Yazarı’:

“Joe Biden, Türkiye'nin ABD'nin hayati bir ortağı olduğunu belirterek, "Bir müttefik ve stratejik, ekonomik ve demokratik ortağınız olarak sizin başarınız, ABD'nin tamamen çıkarınadır. Türk halkı kendi geleceklerinin yazarları olacaktır. Ancak şunu bilmeliler ki, Türkiye, Cumhuriyetin kuruluşunun 100. yılını kutlarken, ABD de bu geleceğin daha güvenli, refah ve demokratik olmasına yardım etmek için bir müttefik ve dost olarak yardıma hazırdır. Ülkenizin gidişatına dair bir şüphem yok. Açık olan şu ki, sorunlarını sadece Türkler kendileri çözebilir. Türkiye'nin geleceği, Türkiye halkına ait, başka hiç kimseye değil" 

ABD’nin, Erdoğan’ı yalnızlaştırma girişimleri geri püskürtülürken Avrupa Parlamentosu ABD’ye paralel bir Erdoğan kuşatması planlıyordu. 13 Haziran’da Türkiye'de Gezi Parkı olayları nedeniyle yaşanan gelişmelerin değerlendirildiği ortak rapor oy çokluğu ile kabul edilmişti. 

Raporda, 31 Mayıs sabahından itibaren orantısız güç kullanıldığı, ateşlenen gaz kapsüllerinin direk sivilleri hedef aldığı, ölüm ve yaralanmalara sebebiyet verildiği belirtilirken protestoların halkın değişik kesimlerinden destek bulduğu ve eylemlerde kadın-erkek oranının eşit olduğu, anayasanın ifade özgürlüğünü garanti altına alan 26, 27 ve 28. maddelerinin de hatırlatıldığı raporda, göstericilerin son dönemlerde azınlıkta kalan fikirlerin yeterince temsil edilmemesi, otoriter şekilde hükümet etme, hukukun üstünlüğü ilkesinin eksikliği ve adil yargılanma konularında seslerini yükselttikleri belirtilerek bu serzenişler karşısında Türk medyasının kötü bir sınav vererek sessiz kalmayı tercih ettiği ve bunun yanı sıra Twitter kullanıcılarının gözaltına alındığına yer verilmişti.

AP’de kabul edilen rapor Almanya, İngiltere, Fransa, Yunanistan, İspanya ve İtalya’daki kamu yararını ve güvenliğini amaçlayan polis şiddetinden pek de farklı olmayan Türkiye’deki polis şiddetini temel kabul ederek açıkça Erdoğan’ı, Erdoğan’ın otoriterleşmesini hedef alıyordu. AP, Türkiye’yi uyarıyordu:

“Türk hükümetini barışçıl eylemler karşısında daha sert önlemler almaması konusunda uyarıyor, Başbakan'ın konu üzerinde gerginliği azaltıcı, birleştirici ve uzlaştırıcı bir pozisyon almasını temenni ediyoruz. Türk hükümeti ve Başbakan Erdoğan'ın uzlaşma adına geri adım atmak, özür dilemek veya halkın önemli bir kesiminin reaksiyonlarını anlamaya çalışmak konusundaki isteksizliğini ve kutuplaşmaya yol açan tepkilerini esefle karşılıyoruz. Cumhurbaşkanı Gül'ün yapıcı ve ılımlı yaklaşımları ve açıklamalarından ayrıca Sayın Arınç'ın zarar gören vatandaşlarla ilgili özür dileyen açıklamalarından memnuniyet duyuyor, onların başta Taksim Platformu olmak üzere çeşitli temsilcilerle diyaloğa açık olması ve diyalog çağrısı yapmasının öneminin altını çiziyoruz.”

Uluslararası hukuk normlarına aykırı olarak, hatta bu normları hiç ciddiye bile almadan Erdoğan’ı Gezi teröristlerinden özür dilemeye zorlamaya çalışan AP, Hükümete saygısızca talimatlar da veriyordu:

“Basın hürriyeti ve medya çoğulculuğunun AB değerlerinin temelini oluşturan ilkelerden olduğunu hatırlatıyoruz. İnternet ortamı da dâhil Türk medyasındaki bozulma, kötüye gitme, artan otosansür hakkında endişelerimizi dile getiriyoruz. Medyanın büyük bir bölümünün çok farklı başka alanlarda ticari çıkarları da olan az sayıda sermayederin sahipliğinde olmasının doğurduğu sonuçlar konusunda endişelerimizi yineliyor, medya sahipliği alanında yeni yasalar yapılması çağrımızı da yineliyoruz."

Aynı gün Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye hakkında aldığı kararın ‘kabul edilemez olduğunu’ belirterek, Türkiye'ye iletildiğinde aynen iade edileceğini söyledi:

"Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye söz konusu olduğunda böyle bir tutum sergilemesini kabul edilemez buluyoruz. Üst bir dille Türkiye'ye yönelik uyarılar içeren ama bu arada hiçbir şekilde, fikir ve gösteri hakkını kullanan samimi kitlelerle şiddet kullanan marjinal gruplar arasında ayrım yapmayan bir üslup benimsenmiştir. Türkiye hiçbir şekilde hiçbir ülkeden ya da ülke grubundan bu konularda ders alma ihtiyacı olan bir ülke değildir."

Uluslararası medyanın Türkiye'ye son günlerde bakışının oryantalist bir açı olduğunu dile getiren Davutoğlu, "Türkiye'nin imajını uluslararası alanda olumsuz yönde etkilemeye dönük çabalara da kesinlikle izin vermeyeceğiz. Son günlerde uluslararası medyada ve bazı açıklamalarla Türkiye'nin yükselen profilini düşürme ve bir imaj operasyonu yapma çabalarına da izin vermeyeceğiz." diyordu. 

<< Önceki                      Sonraki>>


[30.01.2025, 10/35 (824))]


Seçkin Deniz, 01.02.2025, Sonsuz Ark, Sıkıntı, Roman

Sıkıntı





Sonsuz Ark'tan

  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

      

Seçkin Deniz Twitter Akışı