7 Şubat 2025 Cuma

SA11252/KY51-HA33: ABD'yi Yönetmeye Çalışan Son Başkan Kennedy ve Sonraki Kukla Başkanlar

 Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"Kennedy'nin bağımsız liderliği, onun öldürülmesiyle son bulmuş ve sonraki liderlerin, bu bağımsızlığı sürdürmekten ziyade, belirli güçlerin etkisi altında hareket ettikleri öne sürülmektedir. Bu iddia, ABD'nin gerçek yöneticilerinin kimler olduğu ve demokratik sürecin ne kadar etkili olduğu üzerine ciddi bir sorgulamaya yol açar."


Kennedy, the Last President to Try to Rule the United States and the Puppet Presidents Who Followed 

John F. Kennedy'nin 1963'teki suikastı, Amerikan tarihinin gölgesinde kalan bir dönüm noktasıdır. Benim iddiam, Kennedy'nin ABD'yi gerçekten yönetmeye çalışan son başkan olduğu, sonrasında gelenlerin ise "kukla" gibi, onun bıraktığı yerden devam ettikleri yönündedir. Bu iddiayı, bazı ABD'li kanaat önderlerinin açıklamalarıyla destekleyelim.

Kennedy Dönemi ve Bağımsızlık İddiası

Kennedy, Soğuk Savaş'ın en kritik dönemlerinde ABD'nin bağımsız bir liderlik sergilediği düşünülmektedir. 

Örneğin, Noam Chomsky, Kennedy'nin Küba Füze Krizi'ni yönetme biçimini, "ABD'nin gerçek liderliğinin son örneği" olarak değerlendirmiştir. Chomsky, Kennedy'nin nükleer silahsızlanma girişimlerinin, onun geniş bir insanlık vizyonunu yansıttığını vurgulamaktadır.

Kennedy Suikastı ve Komplo Teorileri

Kennedy suikastı, birçok kanaat önderinin de üzerinde durduğu, ABD'nin derin devlet yapılarının ve dış güçlerin etkisini gösteren bir olay olarak görülmüştür. Tarihçi Oliver Stone, "JFK" filmiyle bu komplo teorilerini geniş kitlelere ulaştırmış ve Kennedy'nin bağımsız politikalarının onun ölümüne yol açtığını iddia etmiştir.

Sonraki Başkanlar ve "Kukla" İddiası

Kennedy'den sonraki başkanların "kukla" olduğu iddiası, bazı önemli isimler tarafından da dile getirilmiştir. 

Örneğin, tarihçi Howard Zinn, Lyndon B. Johnson'ın Vietnam Savaşı'ndaki kararlarını eleştirirken, Kennedy'nin daha temkinli yaklaşımlarını özlemiştir. Zinn, Johnson'ın politikalarının, Kennedy'nin bıraktığı yerden devam etmediğini, daha çok askeri-endüstriyel kompleksin çıkarlarını gözettiğini belirtmiştir.

Ronald Reagan dönemi için de benzer eleştiriler mevcuttur. Tarihçi Garry Wills, Reagan'ın yönetiminin askeri harcamalar ve Sovyetler Birliği'ne karşı sert politikalarıyla, aslında büyük şirketlerin ve askeri-endüstriyel kompleksin etkisi altında olduğunu savunmaktadır.

George W. Bush döneminde, özellikle 11 Eylül saldırıları sonrası, politika analisti Chalmers Johnson, Bush'un yönetiminin "gerçek güçlerin kontrolünde" olduğunu, Irak Savaşı gibi kararların bu güçlerin etkisiyle alındığını açıklamıştır.

Barack Obama ve Donald Trump dönemleri de, kanaat önderleri tarafından farklı açılardan eleştirilmiştir. Örneğin, politikacı ve yazar Ralph Nader, Obama'nın Wall Street reformları konusundaki yetersizliğinden bahsederken, Trump'ın yönetiminin de kurumsal ve uluslararası güçlerin etkisi altında olduğunu belirtmiştir.

Sonraki Başkanlar ve "Kukla" İddiası ile Örnekler

Lyndon B. Johnson: Kennedy'nin başlattığı sivil haklar yasalarını geçirmek için çalıştı, ancak Vietnam Savaşı konusunda Kennedy'nin daha temkinli yaklaşımından uzaklaştı. Howard Zinn, Johnson'ın Vietnam'daki politikalarını, Kennedy'nin bıraktığı yerden devam etmek yerine, askeri-endüstriyel kompleksin çıkarlarını gözetmek olarak yorumlamıştır. Vietnam'da askeri müdahalenin artırılması, Kennedy'nin politikalarından bir sapma olarak görülebilir.

Richard Nixon: Nixon, Vietnam Savaşı'na Kennedy ve Johnson gibi devam etti, ancak Watergate skandalı, derin devletin etkisini ve başkanların kontrol altında olduğunu gösterdi. Nixon'un istifası, başkanların aslında kimin tarafından yönetildiği sorusunu gündeme getirdi.

Ronald Reagan: Reagan, Sovyetler Birliği'ne karşı sert politikalar ve askeri harcamalar konusunda Nixon ve Johnson'ın bıraktığı yerden devam etti. Garry Wills, Reagan'ın bu politikalarının, askeri-endüstriyel kompleksin çıkarlarını koruduğunu belirtmiştir. Reagan'ın "Star Wars" programı, önceki başkanların askeri stratejilerini genişleten bir örnektir.

George H.W. Bush: Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle, Bush, Reagan'ın bıraktığı yerden devam ederek, askeri gücü kullanma konusunda kararlıydı. Körfez Savaşı, bu sürekliliğin bir göstergesiydi.

Bill Clinton: Ekonomik politikaları ve NAFTA gibi anlaşmalar ile, Bush'un bıraktığı serbest piyasa politikalarını devam ettirdi. Ayrıca, NATO'nun genişlemesi, Soğuk Savaş sonrası ABD'nin dış politikasının sürekliliğini gösterdi.

George W. Bush: 11 Eylül sonrası politikaları, özellikle Irak Savaşı, babasının Körfez Savaşı'ndan sonraki dış politika çizgisinin devamı niteliğindeydi. Chalmers Johnson, Bush'un politikalarının, derin devlet ve askeri-endüstriyel kompleksin etkisi altında alındığını vurgulamıştır.

Barack Obama: Obama, Guantanamo'nun kapatılması gibi bazı alanlarda farklı bir yaklaşım sergilese de, genel olarak terörle mücadele politikaları ve drone saldırıları ile George W. Bush'unkilerin devamı niteliğindeydi. Ralph Nader, Obama'nın Wall Street reformları konusundaki yetersizliğinin, önceki başkanların bıraktığı yerde durduğunu eleştirmiştir.

Donald Trump: Trump, dış politikada "Amerika Öncelikle" sloganıyla bazı alanlarda farklı görünse de, askeri müdahaleler ve ekonomik politikalarında, önceki başkanların izinden gitti. Stephen Kinzer gibi isimler, Trump'ın politikalarının, kurumsal ve askeri-endüstriyel güçlerin etkisi altında olduğunu belirtmiştir.

Günümüzde ve Gelecekte

Günümüzde, Donald Trump'ın ikinci dönemi ve politikaları, bazı kanaat önderleri tarafından "kukla" olup olmadığı tartışmasını beslemektedir. 

Örneğin, Stephen Kinzer gibi gazeteciler, ABD'nin gerçek yöneticilerinin, kurumsal ve askeri-endüstriyel güçler olduğu yönünde yorumlar yapmaktadır.

Sonuç olarak, Kennedy'nin ardından gelen başkanların "kukla" olduğu iddiası, ABD'nin siyasi tarihinde derin izler bırakmıştır ve bu görüş, özellikle kanaat önderleri tarafından dillendirilmektedir.

Kennedy'nin bağımsız liderliği, onun öldürülmesiyle son bulmuş ve sonraki liderlerin, bu bağımsızlığı sürdürmekten ziyade, belirli güçlerin etkisi altında hareket ettikleri öne sürülmektedir. Bu iddia, ABD'nin gerçek yöneticilerinin kimler olduğu ve demokratik sürecin ne kadar etkili olduğu üzerine ciddi bir sorgulamaya yol açar.


Hakkı Aslan, 07.02.2025, Sonsuz Ark, Konuk Yazar, Dümenciler Dünyası, Kybernétes, 





Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

Seçkin Deniz Twitter Akışı