1 Nisan 2025 Salı

SA11345/SD3444: Mıra | Öznel Şeyler 60: Sırf Şeytan İstediği için...

Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk

"İnsanın, bir sıvı atık ve toprak arasında gelişen, kendi var oluşuna dair olaylar zincirine bu kadar büyük anlam yüklemesi, garip olduğu kadar inanılmaz derecede trajik değil mi sizce de?"

Ben insanım ve insanı izliyor, düşünüyor ve soruyorum:

İnsanın, başka bir erkek insanın üreme sistemindeki bir damla atık sıvıdan oluşmaya başladığını unutması ve sonra da kibre kapılarak evrenin merkezi kendisiymiş gibi davranması size de garip gelmiyor mu?

Milyarlarca kez atık sıvı olarak doğaya karışıp giden sıvılardan, bir kadının vücuduna giren herhangi bir damlasından insan oluşuyor; düşünsenize. Oluşmanız neredeyse imkânsız gibi; ama oluşuyorsunuz ve o atık sıvının bir kadının vücudunda gelişmesine mahkumsunuz, sonunda da o kadından doğuyorsunuz.

Kaçınılmaz olan ve ne yaparsanız yapın değiştiremeyeceğiniz bir gerçek bu.

‘Bu sistem, insanın ne kadar basit ve bütün memeli hayvanlarda da süregiden bir gerçekliğin sonucu olarak var olduğunu görmesine yaramalı’ diye düşünüyorsunuz her zaman; ama ne yazık ki her insan böyle düşünmüyor, böyle düşünme gereği bile duymuyor. Bir hayvan gibi yaratıldığını bildiği halde asla düşünmek istemiyor.

İnsanın kendi gerçeğinden neden kaçtığını hepimiz biliyoruz; yetersizliğimizi, sınırlılığımızı ve ölümlü oluşumuzu hazmedemiyoruz. Kim bilir, belki bir hayvan kadar basit ve sıradan bir varlık olarak yaratıldığımızı hatırlamak bize tanrısal bir varlık olmadığımızı dayattığı için hoşumuza gitmiyor gerçekle yüzleşmek.

Bir tanrı gibi diğer varlıklara ve evrene hükmetmek, dilediğimiz her şeyi yapabilmek istiyoruz, atık bir sıvıdan oluştuğumuzu unutarak.

Ve çılgın bir akıl yürütme sonucunda da bir tanrı gibi varlıksal kurallar koymak, o kurallara uymayan diğer insanları ve hayvanları cezalandırmak istiyoruz.

Garip olan ve her insana da garip gelmesi gereken şey bu; biliyor olmalısınız. 

İnsan, varlıksal kurallar koyma ve o kurallara uymayanları cezalandırma yetkisine ve gücüne bir tanrı olmadığı için sahip değil ve asla da sahip olamayacak. Kendisi bir tanrının koyduğu kurallar sonucunda var olan bir varlık olarak insan, kendi var oluşundaki kurallara mahkûm olduğu için varlıksal kurallar koyamaz, kendi var oluşuna kendisi hükmedemez. 

İnsan kendi doğumuna hükmedemediği gibi ölümüne de hükmedemez, bir başkasının ölümüne hükmettiğini düşünse ve hükmünü uygulasa bile, işleyen kurallar zincirini bozmuş olur sadece, o kuralları koyamaz ve kaldıramaz. 

Evet; varlıksal kuralların dışına çıkamaz insan, ancak kuralların işleyişini sınırlı bir şekilde bozabilir. Çünkü müdahale ettiği varlıksal kurallar başka varlıksal kuralların işleyiş biçimini tetikler. Bir bebeği doğmadan önce bir kadının karnında öldürebilir, onun varlıksal gelişimini durdurabilir, ama sonsuza dek o bebeği öldürdüğünü bilerek yaşar ve başka bir kurallar zincirine mahkûm olur.

Tanımlanmış özgür iradesinin sonuçlarından sorumlu olacağı bir sistemin var olması için insana bu müdahale etme imkânı verilmiştir, diye düşünüyorum, aksi halde hayat var olmazdı, makineler gibi yaşardık.

Bu, doğmuş ve büyümüş olan herhangi bir insanın öldürülmesi için de geçerli bir çerçevedir.

‘İnsan bu değişmez gerçeği bildiği için çıldırıyor olmalı’ diye düşünüyorum. Tasarladığı ve varlıksal kurallarını kendisinin koyduğunu düşündüğü makineler onu bu derin yanılgının büyüleyici atmosferinde aldatmaya devam ediyor. 

Oysa hiçbir makine, kendisini oluşturan bileşenlerini yenileme imkânına sahip değil, kaçınılmaz bir şekilde o bileşenlerin var oluşuna dair kuralları koyan bir tanrının varlıksal kurallarına uyarak çözülüyor ve bozuluyor.

İnsan da tıpkı kendi ürettiği makineler gibi, kullanım ömrünün sonuna geldiğinde bir tanrının koyduğu varlıksal kurallar gereği bozuluyor ve çürüyerek yok oluyor. O basit sıvı atık, insan olduktan, insan olarak yaşadıktan ve ömrü dolduktan sonra toprağa dönüşüyor.

İnsanın, bir sıvı atık ve toprak arasında gelişen, kendi var oluşuna dair olaylar zincirine bu kadar büyük anlam yüklemesi, garip olduğu kadar inanılmaz derecede trajik değil mi sizce de?

Bu garip süreç, yaratılan her insan için hep tekrar edecek; çünkü insanın başka seçeneği yok.

Her şeyi koyduğu kurallar doğrultusunda yaratan tek tanrı olarak Allah, insana var oluş hikayesini sürekli olarak hatırlatıyor, ağır bedeller ödememesi için.

Hangimiz bu hatırlatmaları yeterince önemsiyoruz, bilmiyorum, ama hatırlamak ve hatırlatmak isteyenlerden biri olarak işimizin ne kadar zor olduğunu ısrarla vurgulamam gerek.

Bir tanrı gibi diğer varlıklara ve evrene hükmetmek, dilediğimiz her şeyi yapabilmek istiyoruz, atık bir sıvıdan oluştuğumuzu unutarak.

Ahmaklık ediyoruz, özetle.

Sırf Şeytan istediği için.


<<<Önceki                           Sonraki>>>


Seçkin Deniz, 01.04.2025, Sonsuz Ark, Mıra | Öznel Şeyler


Mıra | Öznel Şeyler

Seçkin Deniz Yayınları




Sonsuz Ark'tan
  1. Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur. 
  2. Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
  3. Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
  4. Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.

 

Seçkin Deniz Twitter Akışı