Sonsuz Ark/ Evrensel Çerçeveye Yolculuk
Şu sıralar, insanları ve toplumları çürüten ya da çölleştiren düşünce, söylem ve davranışlara bakmak zorunda olduğumu hissettiğimi söyleyebilirim. Nedeni de, inanılmaz ve beklenmeyen bir hızda artan psiko-sosyal gerilimlerin artık tahammül edilemez ölçüde insanları kuşattığına tanık olmam...
Yaptıkları ve söyledikleri her şeye saygı bekleyen, beklemekle kalmayarak neredeyse zorbalık yaparak bu saygıyı dayatan ve her an her karşılaştıklarında, iletişim-etkileşim içerisinde oldukları insanlara sonsuz bir gerilim yükleyen insanlara hiç dikkatle baktınız mı?
Saygısız insanların sayısı artıyor; onların artması bir yana saygısızlık dünyada korkunç bir hastalık gibi hızla yayılıyor. Hastalıklara bir şekilde çare bulunabilir, diye düşünüyorum, ancak eğer insanlık, bu felaketi dikkatle incelemez ve zihinsel eleklerinde sorgulamazsa gelecek nesillerin birbirlerini parçalayan aynı tür vahşi hayvanlara dönüşeceği günlerden kaçınamayacak.
İnanılmaz bulduğum, ancak kaçınılmaz olarak her yerde karşılaştığım şey gerçekte bu çılgın ve şeytanî saygısızlık seviyesi.
Saygı dayatmayla gerçekleşebilecek bir duygu, düşünce, tutum ya da davranış değildir; bunu bilmeyen insan da yoktur. Doğal olarak herhangi birine ’saygılı ol’ diyerek, emir kipiyle dayatmada bulunan insanların çok saygısız olduklarını tespit etmek zorundayız.
Saygısız, küstah, kibirli, yalan söyleyen, insanlara iftira atan, hiç kimsenin inançlarına, düşüncelerine, yasal haklarına saygı göstermeyen, buna karşılık kendi inanç ve düşünce dünyasının dışındaki insanlardan kendisinin inançlarına, düşüncelerine ve yasal haklarına saygı isteyen ve bu isteğini de emir kipinde ‘saygılı ol!’ diyerek dayatan yaratıklar insan sınıfına sokulamazlar.
Burada kastettiğim saygı, bürokratik ya da kurumsal olarak çerçevesi belirlenmiş hiyerarşik saygı değildir.
Her insanın varoluşuyla elde ettiği haklar vardır, bunlar doğal haklarıdır; insanlar, kişileri bu haklardan mahrum bırakarak kendileri için saygı alanı isteyemezler.
Bir insan, eğer, Anayasa’nın 20. maddesindeki ‘Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.’ ilkesi ihlal edilmemişse, hangi hakla bir başkasından kendisine saygılı olmasını dayatarak isteyebilir? Bunu anlayamıyorum. Böyle bir saygı anayasal ya da yasal bir zemine sahip değildir, aksine hakları ihlal edilmemiş birinin bir başkasının özel hayatına zorla girerek ve saygısızlık yaparak kendisi için saygı dayatması anayasanın ve yasaların açık ihlalidir.
Saygı gösterirsen saygı beklemek hakkındır, ama saygısızlık yaparak saygı bekleyemezsin; anayasa ve diğer yasalar bunun için vardırlar.
Saygı, kendi doğal akışında doğan, gelişen ve son durum olgunluğuna ulaşan, söz, tutum ve davranışla dışarıya yansıyan bir duygu ve düşüncedir; bu akışın dışına çıkan hiçbir şey saygı olarak tanımlanamaz ve herhangi bir dayatma türünün unsuru ve gerekçesi olarak kullanılamaz.
İnsanların özel sınırlarına saygı duyan insanların herhangi bir saygısızlıkla karşılaşacağını düşünmüyorum. Ve tabi burada kastettiklerim ‘insanlar’dır; saygısız, vahşi yaratıklar değil.
Yaptıkları ve söyledikleri her şeye saygı bekleyen, beklemekle kalmayarak neredeyse zorbalık yaparak bu saygıyı dayatan ve her an her karşılaştıklarında, iletişim-etkileşim içerisinde oldukları insanlara sonsuz bir gerilim yükleyen varlıklara insan diyemeyiz ve bu anlamda onların herhangi bir hakkı olduğunu da düşünemeyiz... Eğer bu yaratıkların herhangi bir hakları olduğu iddia edilecek ise, onların ‘sadece cezalandırılma hakları vardır’, diyebiliriz.
Kastettiğim ceza fiziksel ya da yasal cezalar değildir; psiko-sosyal cezalardır. O vahşi yaratıkları kendileriyle yalnız bırakarak yapabiliriz bunu; onları saygısızlıkları dolayısıyla dışlayarak ve herhangi bir iletişim-etkileşim aralığına sızma girişimlerini engelleyerek onları cezalandırabiliriz.
Evet; saygısız insanları cezalandırmak zorundayız, sonraki insanları için saygı kavramının yaşamaya devam edebilmesi için.
Aksi halde bu vahşi saldırılar insanlığı yok edene kadar durmayacak.
Mıra | Öznel Şeyler
- Sonsuz Ark'ta yayınlanan yazılardan yazarları sorumludur.
- Sonsuz Ark linki verilerek kısmen alıntı yapılabilir.
- Sonsuz Ark yayınları Sonsuz Ark manifestosuna aykırı yayın yapan sitelerde yayınlanamaz.
- Sonsuz Ark Yayınlarının Kullanımına İlişkin Önemli Duyuru için lütfen tıklayınız.